2010’lu yıllardan 10 keyifli komedi filmi

SCOTT PILGRIM vs. THE WORLD (2010)

Evde kaldığımız bu günlerde komedi filmleri seyretmek isteyen sinema severlere 10 önerimiz var. Habertürk film eleştirmeni Mehmet Açar’ın yaptığı bu seçkide, son 10 yılda çekilen ve aldığı olumlu eleştirilerle öne çıkan, seyri keyifli 10 özgün komedi filmi yer alıyor.

İngiliz yönetmen Edgar Wright’ın Bryan Lee O’Mailey’in resimli romanından sinemaya uyarladığı film, 22 yaşanıdaki ‘boşta gezer’ basçı Scott Pilgrim’in (Michael Cera) aşk ve müzik hayatında yaşadığı rekabeti gerçek üstü, fantastik bir tarzda anlatıyor. Edgar Wright’ın çizgi roman ve video oyun estetiğini harmanladığı film, farklı bir mantığa dayalı kurgusu, resimli roman seyrediyormuş hissi veren özel efektleriyle kelimenin gerçek anlamıyla müstesna bir iş… Ebeveynler ve yetişkinlerin boy göstermediği yarı gerçek yarı hayal bir dünyada geçen film aksiyondan Uzakdoğu dövüş filmlerine, sitcomlardan romantik komedilere uzanan geniş bir janr yelpazesine sahip. Filmin mizah duygusu için de aynı şey söylenebilir. Resimli romanlar ve video oyunlarıyla büyümüş bir kuşağın bitmeyen rekabet döngüsü içindeki komik hallerini anlatan filmde Scott’un aşık olduğu Ramona’yı Mary Elizabeth Winstead canlandırıyor. Yardımcı rollerde ise sürpriz isimler var. 1990’larda doğan gençliğin kült filmlerinden olan ‘Scott Pilgrim’e bir şans vermenizi öneriririm. Sevmeyebilirsiniz ama benzerine denk gelmeniz biraz zor.

2010’lu yıllardan 10 keyifli komedi filmi
NEDİMELERE (2011) (Bridesmaids)

Bir yanıyla tam bir kadın filmi… Kadınlar arası ilişkiler, arkadaşlıklar, çekişmeler bir yana, aşk ve romantizm de var filmde. Ama tüm bunlar öylesine gerçekçi bir çerçeve içinde ele alınıyor ki, “Nedimeler” Hollywood tarzı duygusal kadın filmlerine bir alternatif oluyor.
Hayıtı sürekli baş aşağı giden ve en yakın arkadaşı Lillian’ın (Maya Rudolph) baş nedimeliğini yapacağım derken dibe vurmaktan kurtulamayan rekabetçi Annie’yi Kristen Wiig canlandırıyor. Annie’nin yanlış tercihleri ve sorumsuzlukları bir yana “Nedimeler”, gösterişe dönüşmüş bazı “kadın ritüelleri”ne hınzır bir gözle bakmayıda deniyor. Tüm o feminen zerafetin bazen katı gerçekler karşısında hiçbir şansının olmadığını vurguluyor. Sözgelimi, lüks modaevinde giyisi seçimi sırasında yaşanan “tuvalet sorunu” ya da Annie’nin “hediye günü”nde yaşadığı sinir krizi… Paul Feig’in yönettiği “Nedimeler”, sinir krizlerine, rezilliklere bir tür isyan ve kurtuluş gözüyle bakarken çok eğlenceli komedi sahnelerini peş peşe sıralıyor. 

2010’lu yıllardan 10 keyifli komedi filmi
PARİS’TE GECE YARISI (2011) (Midnight in Paris)

Ağır konuları, hafif komedi kıvamında ele almayı seven Woody Allen, derin ve ciddi görünmek için çaba göstermez. Filmleri şurup şeker kıvamında akıp giderken derinleşir ve güçlü anlamlar kazanır. “Paris’te Gece Yarısı”nda da durum değişmiyor. Film, “maddiyatçı” nişanlısı Inez (Rachel McAdams) ve onun Cumhuriyetçi ailesiyle Paris’te bulunan Amerikalı senaryo yazarı Gil’in (Owen Wilson) yaşadığı “iç aydınlanma”yı fantastik bir komedi tadında anlatıyor. Artık Hollywood’da içi boş senaryolar yazmak istemeyen Gil, yeni romanı için ilham ararken, kendini bir anda 1920’li yılların Paris’inde dönemin Picasso, Dali, Hemingway gibi ünlü sahatçı ve yazarlarının arasında buluyor.
Allen, bu filmle bir bakıma çağımızın aydınına sesleniyor; “Yaşadığınız dünyadan bunalıyorsanız, biraz eskilere bakın. Fitzgerald, Hemingway, Getrude Stein okuyun, Cole Porter dinleyin, Luis Bunuel filmleri seyredin” demeye getiriyor. Allen’a göre o yıllarda aradığınız ilhamı ve samimiyeti bulmanız mümkün.

Yazının devamını okumak için tıklayın