Emre Toğrul,Bir Tedavi Olarak Felsefe

Felsefe Antik çağlardan modern zamanlara kadar süregelmiş
Zihinsel, tinsel ve fiziksel olmak üzere insan varoluşunu tümüyle kuşatan,
Mitolojik, dini ve bilimsel bütün kültürel birikimleri günümüze taşıyarak varlığını sürdüren,
Varoluş sorununu anlamlandırıp, nesillere taşıyan pür bir insanlık birikimidir.
Felsefenin ayrıcalığı, baştanbaşa insan eseri olması gerçeğinde yatar.
“Sağlıklı acı çekenler”in oluşturduğu insan topluluğunun zihinsel ve ruhsal acılarını ,
Benimsediği yöntemlerle dindirmek için ‘’ pratik yaşam bilgeliğini’’ önümüze koyar.
Ama öyle ki, benim gibi milyonlar için aynı zamanda bir sağaltım yöntemidir felsefe.
İyileşme, iyi hissetme yada iyilik hali yaratır okuyanda yada yazanda, kafayı takanda.
Felsefi sağaltım, bu gün ruhbilimi kadar yaygın hale gelme eğilimindedir.
Ancak bu iki bilimden yararlansa da, alternatif olmama ve kendi çizgisi içinde kalma
Modern zamanların betimsel, ölçülebilir ve hesaplanabilir algısıyla hareket eğilimindedir.
Bununla birlikte, felsefe tinsel ya da deneysel olsun, bütün bilimlerden yararlanmak zorundadır.
Kaldı ki Antik Çağdan modern zamanlara kadar bütün bilimler felsefenin içinde idi.
Felsefi sağaltımda erdemin pratik yaşam bilgeliği olarak öne çıktığını görürüz.
Erdem öğretileri ve bilgece yaşam teknikleri,
acı çeken insan sağaltımında bir ışıktır,
Etik ise bu noktada felsefenin sağaltıcı asıl temelini oluşturur.
İnsan hissiyatını, us dolu bir idrakin yardımıyla olması gereken mecraya yönlendirmek;
Acı-tatlı, sevinç-hüzün, aşk-nefret gibi her insanda bulunan karşıt duyguların,
Natürel yolağından çıkıp kontrol edilemez bir travmaya dönüşmemesi için,
Tutkuların, hırsların, aşırı istek ya da isteksizliklerin eğitilmesi;
İfrat ve tefrit sarkacındaki dengeyi sağlamaya yönelik bilgi, düşünme ve duyma eksikliklerini
Aristoteles’e göre ortayı bularak gidermenin ilacıdır felsefe.
Yine ona göre Felsefi sağaltım enformasyon değil formasyondur.
Yaşama bilgi verisi yüklemek değil, bilgiyi kullanmak yetisi kazanmış zihni biçimlendirmektir…
∞Ω∞
Son ikiyüz yıldır bilimdeki gelişmeler materyal dünyasında sonsuz bir genişlemeye,
İnsanın öneminde ise belirgin bir azalmaya yol açtı.
Sonuç, naturalistik yada pozitivist diyebilecebileceğimiz bir duygunun ivmesini arttırdı.
İnsan doğaya kural koyuculuktan, çevreyi absorbe edicililik kolaylığına kaçıverdi.
Kadın dik durmaya, adam uyum sağlamaya odaklandı bu sefer.
Kanıtlı doğruyu kaydet, insani olmasa da ona önem ver, ve ona teslim ol devri başladı.
Spontan romantizm ve cesaret, yerini materyalistik vizyonun depresif ideasına bıraktı.
İşte bu noktada idealler sanki fizyolojinin yan ürünleriymiş gibiymişçesine ele alınıp,
Daha yüksek olan, daha düşük olanla açıklanmaya başladı ve bu noktadan sonra
“Başka hiçbir şey” durumu olarak kabul edilmeye başlanan insan önemi,
Yerini kendinden daha önemli kavramlar dünyasının arkasına sakladı.
Demem o ki, felsefenin derinliklerinde kendini tanıma ve bulma fırsatı yakalayan insan,
Son iki yüzyılda kendi yapımı ve üretimi bir ayrı bilgi-bilge ucubenin arkasında kaldı.
Bugünün dünyasında; benzer organlara, dokulara, hormonlara sahip, aynı beyin ve kalplerin,
Çağımızın insani sorunları karşısında, salt modern bilimlerin tanımlama ve
çözümlemeleriyle bir çare bulamadığı,
felsefi yaklaşımın insani boyutuyla buluşması gerektiği aşikar.
Çünkü felsefi sağaltım, insana salt “hasta” olarak bakmıyor,onu insani boyutlardan görüyor.
Şuurlu yada şuursuz dimağsal güçle, algılamalara, kaygılara, duygusal ve davranışsal sapmalara,
Umutlar ya da umutsuzluklar gibi ruhsal ve zihinsel süreçlere maruz,
Tek, iki ya daha fazla insan arasında gerçekleşen filo-psikolojik süreçlere en güzel hazırlık,
Felsefenin derinliklerinde yatan ruhsal, bilimsel, kültürel ve zihinsel holistik dengeyle olur.
Bu bağlamda insanın bilgelikle sağaltım için ortaya çıkarması gereken şey,
Kendini gerçek iyi ve kötü kavramıyla yüzleştirmesidir.
Onu mutlak gerçeğe sevkedecek şey, ona bilgelikle bedbaht beden-yüksek ruh ayrımını yaptıracak,
Bir üst insana kulak vermesi yada kendini gerçek değerlere vakıf üst insan oldurmasıdır.
Hülasa felsefi sağaltımın tarifi,
İnsanın kendini tedavisine rehber olan, Decadence durumunu aşmış ve yol gösteren,
Böylelikle kendin olma ile yaşam arasında bir sağaltım ilişkisi olduğu kavrayan,
Benlik içinde kalmayı en iyi bilen bir Zerdüşte dönüşmektir…