Topu topuna 8 şarkı… Ama her biri nice dünyalara uzanıyor… Müzik, şiir, duygu ve düşünce ziyafeti…
Birkaç gündür yeniden yeniden “Güz Şarkıları” albümünü dinliyorum. Fazıl Say’ın bestelediği, Nâzım Hikmet, Can Yücel, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Behçet Aysan, Ahmed Arif ve Attilâ İlhan şiirlerinden oluşan albüm… Piyanoda dengeli yorumuyla Ece Dağıstan ve sesinin sıcacık rengiyle her sözcüğün anlamını büyüterek şarkıları söyleyen Güvenç Dağüstün ikilisinden harika bir yorum…
Bu bestelerde Fazıl Say bir kez daha Türk müziği esintilerinden, Anadolu tınılarından, caz, kabare, blues müziği motiflerinden yararlanarak Doğu-Batı sentezi kuruyor… Şarkıların orkestrasyonu da ona ait. Kemençeden viyolonsele uzanan geniş bir çalgı zenginliği… Kâh hüzünlü, melankolik, nostaljik; kâh afacan, eleştiren, gülümseten şarkılar… İçlerinden üçü dilime dolandı bile: “Yeşilmişik” (Can Yücel); “Usulcana” (Cemal Süreya) ve “Hasreti Uykularda” (Ahmed Arif)… Güz çoktan bitti… Neredeyse yıl da bitecek ama neyse ki müzik, şiir, edebiyat, tiyatro bitmiyor…
‘III Richard’
Anımsayacaksınız, Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ne Almanya’nın ünlü Schaubühne Tiyatrosu Thomas Ostermeier’ın sahnelediği “3. Richard” oyununu getirecekti. Ancak hayatta kalmanın ve tutuklanmamanın garantisi olmadığından (biraz abartmış olabilirim), özetle yargı bağımsızlığı olmadığından gelmemeyi seçtiler. Bizler de çok üzüldük ve öfkelendik! Üzülmeyin, gidin, Altıdan Sonra Tiyatro’nun Kumbaracı 50’de sunduğu “III. Richard”ı görün! Dört dörtlük bir prodüksiyon! Üstelik nasıl da güncel! Sanki günümüz!
Yazının devamını okumak için tıklayın