Kentimizde bir nöbetçi kütüphane zincirinin gururunu hissediyorduk hepimiz. Ve duyuyorduk ki orada sosyal girişimciliğin en güzel örneği yaşanıyordu.
Birkaç farklı semtte açılmış bu nöbetçi kütüphaneler, insanların, özellikle gençlerin, evlerindeymiş gibi rahat edecekleri bir ortamda okumasını, ders çalışmasını sağlıyor, onların, bu havayı, günün ve gecenin belirli saatlerinde teneffüs etmesine fırsat tanıyordu. Bildiğimiz bu kadardı ama açıkçası ayrıntılar hakkında çok da fikir sahibi değildik.
Ama yine de geçen sene, Okuyucu Grubu olarak yine bir kitabı değerlendirmek üzere toplandığımızda, kendi kitaplıklarımızdan seçtiğimiz kitapları oraya hediye etme kararı almış ve bunu gerçekleştirmiştik. Aynı grupla bu yılın ilk toplantısı için buluşup da yapacaklarımızı konuşuyorken, hemen yan masamızda oturan bir beyefendinin, kusura bakmayın, konuşmalarınıza istemeden kulak misafiri oldum, size katılabilir miyim, diyen samimi sesiyle karşılaşmıştık ve yaşanacaklardan habersizdik.
Tesadüfe bakın ki heyecanımıza ortak olan, sonrasında anlattıklarıyla bizleri heyecanlandıran bu güzel insan, Nöbetçi Kütüphane´nin fikir sahibi Cemil Sobacı´ydı. O günkü sohbetle yetinmedik tabii ve bir kitap değerlendirmemize konuk olarak davet ettik. Tüm ayrıntılarıyla anlattığı bu projeyi ve yenilerini onun ağzından dinlerken, bir kez daha anladık ki paylaşmanın mutluluğuna varmış insanlar bir şekilde fark yaratıyorlardı ve güzel izler bırakıyorlardı. O izlerden biriydi Nöbetçi Kütüphane de.
Esinlendiği her şeyin yüreğinde kıpırdadığı bir gece, iyi bir okur olarak, şehirde, okuyacak, çalışacak bir ortam arıyor, bulamayınca, kütüphanelerin nesli tükenmese, hatta geceleri de açık olsa keşke diye düşünürken buluyor kendini Cemil Sobacı. Ve hemen ertesinde, bu fikrini arkadaşlarıyla paylaşıyor. Önce, evlerinin teras katında kendileri için bir kütüphane ve çalışma ortamı kuruyorlar. Ardından daha fazla insana ulaşıp, onları da böyle bir ortamdan faydalandırma arzusu duyuyorlar. Ve böylece teknolojiyle, sanatla, kültürle iç içe yeni nesil sosyal kütüphanelerin temeli atılıyor. Zor koşullara rağmen, ilkini, Çukurova Üniversitesi´nin girişine kuruyorlar ve sonrası büyük bir hızla geliyor.
Diğer kütüphanelerden çok farklı olan Nöbetçi Kütüphane, adı üstünde, nöbetçisıfatıyla yola çıkınca, ilk olarak, günün telaşında kitap okuma fırsatı yaşayamayan herkesin üzerinde, gece bile olsa buna şans yaratan olumlu bir izlenim bırakmasıyla dikkat çekiyor. Hiçbir maddi beklentisi olmayan, her gün saat 10:00-02:00 arasında açık olan nöbetçi kütüphanelerde okurlar, dilerlerse gece okuru üyeliğiyle sabaha kadar kalabiliyorlar, kitap, dergi bağışında bulunabiliyorlar, çaylarını, kahvelerini kendileri yapabiliyorlar ve bunun için herhangi bir ücret ödemiyorlar, sadece gönüllerinden kopanı bir kumbaraya bırakıyorlar ya da evlerinden getirdikleri anne eli değmiş kurabiyeleri diğerleriyle paylaşabiliyorlar. Takıldıkları herhangi bir konuda tartışabiliyorlar, karşılıklı bilgi ve fikir alışverişinde kalabiliyorlar. Kendilerine emanet bu kütüphanede yaratıcı etkinlikler gerçekleştirebiliyorlar. Sinema, fotoğraf, kişisel gelişim üzerine düzenlenmiş eğitimlerden, söyleşilerden yararlanabiliyorlar. Konser vermek için gelen müzisyenlerle birlikte şarkılara eşlik edebiliyorlar. Kısacası, tamamen yaratıcı bir ortamda, paylaşıyor olmanın keyfini yaşayabiliyorlar.
Onlar, canları ne zaman kitap okumak isterse o zaman vakit geçirebilecekleri bir kütüphane hayal etmişlerdi ve bunu gerçekleştirdiler. Her geçen gün üzerine yeni etkinlikler koydular, başka projeler de geliştiriyorlar ve kendilerinden sonra da yaşaması için planlamalar yapıyorlar. Son günlerde ise bütün bunların takdir edilmiş olmasının mutluluğunu yaşıyorlar.
Sabancı Vakfı, Fark Yaratanlardan biri olarak seçti Nöbetçi Kütüphane´yi. CNN Türk´te yayınlanacak bir bölüm için özel çekim yapacak. Cemil Sobacı´nın deyimiyle bir yeryüzü hatırası bırakmak amacıyla emek veren, destek olan, arkasında duran, onunla büyüten, Nöbetçi Kütüphane benim de yuvam diyen herkesi 12-Şubat´ta bekliyorlar.
Sadece kütüphanenin bir gece fazlası değildi tüm bu yaşananlar. Tüm emeği geçenlere teşekkürlerimizle.