Salgın sona erdiğinde hiç birimizin eski hayatlarına ve eski alışkanlıklarına döneceğini zannetmiyorum. Hepimiz için zamanın ne kadar kıymetli olduğu, bir toplantıya gitmek için harcadığımız süreyi hiç harcamadan yaptığımız son derece verimli online toplantılarla ortaya çıkmadı mı? Sadece bu örnek bile önümüzdeki yıllara ilişkin müthiş ipuçları taşıyor.
Bu hafta sonu kültür ve sanat dünyamızda hoşumuza giden güzel bir gelişme yaşandı mesela. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle, 39. İstanbul Film Festivali 15 filmlik bir seçkiyle 15-29 Mayıs tarihlerinde dijital ortamda izleyiciyle buluşmaya başladı.
Tabii ki sinema salonlarında festival filmi izlemenin keyfi başka ancak dijital ortamda bu imkan sunulunca, ilk yaptığım iş 15 filmi birden satın almak oldu. İşten, güçten hep film kaçıran biri olarak, şu anda bu filmleri belirtilen süre içinde izleyebileceğimi bilmem hem stresimi ortadan kaldırdı hem de bana büyük bir mutluluk verdi.
Dün İKSV Genel Müdürü GörgünTaner ile sohbet ettim ve öğrendim kiFilm Festivali Direktörü KeremAyan’ın fikriyle hayata geçen online filmfestivalinde Cannes, Venedik ve Berlinfilm festivallerinden özenle seçilen filmlerinbiletleri çıktığı anda satılmış. Yapılananlaşmalar gereği her film için 1200 tanebilet satışı olabildiğinden hatta tümtaleplere de cevap verememişler.
Taner, “Zaten bu filmlerin anlaşmalarınıyapılmıştı. Online anlaşmaekledik. Artık görüyoruz ki dijitalve fiziki hayat bundan sonra yanyana, hibrid bir şekilde gidecek”diyor. Haksız da değil. Evet uzaktan eğitimhiç kolay değil mesela. 13 yaşında bir oğluolan anne olarak, bir an önce okulların açılmasınıistiyorum ama aynı zamanda bazıeğitim programlarının da online kaydırılmasınınbaşta zaman yönetimi olmak üzere birçok açıdan çok daha iyi olacağını da şu anyaşaşarak görüyorum.
Görgün Taner artık dijitale farklı bakmayabaşladıklarını ve başka festivalleride dijital platformda yapmayı düşündüklerinive sürprizlerin sırada olduğunu söylüyor.
Yazının devamını okumak için tıklayın