Anadolu’nun en eski yapısının bir ibadethane (Göbeklitepe) olduğunu düşünerek, yola çıkmıştım. Ve çıktığım yolda gördüm ki, onbinlerce yıldır inançların biçimlendirdiği bir coğrafyada yaşıyoruz.
Tabi ki, bu kadar uzun süredir var olmuş bir şeyin izleri, kolay kolay silinmiyor. Anadolu’yu bu bilinçle dolaşırsanız, (inançlar açısından homojenmiş gibi görünmesine rağmen) heterojen olduğunu, bir çok farklı inanışın (sayıca azalmış olsalar da) hala ibadetlerini sürdürdüğüne şahit oluyorsunuz.
Bu tespitten sonra, gördüklerimi fotoğraflarımla desteklemek için, 1998 yılında başlayıp,yedi yıl süren bir çalışma yaptım.
İşte burada gördüğünüz fotoğraflar, o çalışmamın bir kısmıdır.
İnanıyorum ki; demokrasi çoğunluktan çok, çeşitliliğin renklendirdiği bir yönetim biçimidir.