“Corona Çağı’nda ‘ön cephe’de ve her cephede mücadele ederken kaybettiklerimizin ve her ülkeden her yaştan tüm kayıpların da anısına…”
Türkiye’de gazeteciliğin en saygın isimlerinden Umur Talu, Covid-19 pandemisinden yola çıkarak, insanlar, olaylar ve yüz yıllar arasındaki bağlantılar ve karşılaşmaları 312 sayfalık bir kitapta kaleme aldı. “Senin Adın Corona Olsun” başlığıyla yayımlanan Talu’nun kitabı, “İnsanlığın salgın maceraları” alt başlığını taşıyor. Kitapta, insanlar ve salgınlar arasında, Talu’nun ifadesiyle, hikâyeler örülüyor.
Türkiye basınının önde gelen yazarları arasında bulunan ve gazete mutfaklarının ustalarından olan Umur Talu’nun son kitabı, “Senin Adın Corona Olsun” adıyla Literatür Yayınları arasından çıktı. Kitap, Talu’nun, “Ülkemizde salgına karşı ‘ön cephe’de ve her cephede mücadele ederken yitirdiklerimizle birlikte, tüm ülkelerden her yaş, her cins, her ırktan bütün kayıplarımızın anısına; mücadeleyi sürdürenlere saygıyla” ithafıyla başlıyor.
Umur Talu, kitaba yazdığı ‘Sunuş’ta, “Tarihçi değilim, bilim insanı değilim, doktor değilim, edebiyatçı da değilim. 40 yıl gazetecilik yaptım. Bir gazetecilik ürünü olmasa da, bir gazetecinin salgınlar, yüzyıllar, insanlar arasında; merak ederek, şaşırarak, bağlantılar arayarak ve sık sık bağlantılarla karşılaşarak veya olayları, kişileri bir diğeriyle buluşturarak yaptığı yolculuktan çıktı buradaki öyküler. Elbette sebebi Corona’ydı” diyor.
Tarih yumağında salgınların ipini çekmek…
Talu’nun “40 yıllık abim” diye andığı yayıncı/yazar Fahri Aral, Talu’nun Sunuş’taki “Belki… İlginizi çeker buradaki ‘örülmüş hikâyeler. Belki… Biraz nefes alabildiklerinde, sağlık çalışanları da, kendi tarihi yolculuklarına dair izler bulabilirler. Belki… İnsanlığın Salgın Maceraları geçmişe, bugüne ve geleceğe dair küçük pencereler açar…” sözlerine atıf yaparak, kitap için şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bu öyküleri bana okumam için gönderdiğinde, onun deyimiyle ‘her öykünün elinden tuttuğumda’; yıllardır tanıdığım, gazetecilik dönemlerindeki serüvenini yakından izlediğim, yazılarını severek okuduğum Umur Talu, gerçek anlamda gazeteciliğin, haberciliğin ‘yerlerde süründüğü’ bugünlerde; yaşadığımız Corona Günleri’nin kapılarını aralayarak bizleri farklı yolculuklara taşıyor.
Tarihi, insanlığın onbinlerce yıldır yaşadığı zaman sürecinde yuvarlanan büyük bir yumağa benzetirsek; Talu bu yumağı sarmalayan, toplumsal mücadelelerin, savaşların, yenilgi ve zaferlerin, yıkımların, kişilerin vb. arasından ‘salgınların’ ipini çekerek, bu ipin insanlıkla nasıl içiçe olduğunu değişik öykülerde dile getiriyor.
Yazının devamını okumak için tıklayın