Adanalı Yazar Cumali Karataş 2023 yılına üç kitapla girdi

HABER:VAHİT ŞAHİN

2022 yılında üç kitap yayınlayan Adanalı yazar Cumali Karataş, 2023 yılında üç kitapla girdi.

Geçen yıl (2022) “Öykü Güneşim”, “Ali’min Öyküleri” ve “Alp’ten İnciler” adlı çocuk kitaplarıyla çocuk edebiyatını kapatan araştırmacı Yazar Cumali Karataş’ın bu yıl da “Ahmet Remzi Bey Destanı”, “Güneyli Çocuk” ve “Gurbet Eli” adlı şiir kitapları geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

”AHMET REMZİ BEY DESTANI” KİTABI HAKKINDA

Adanalı Yazar Cumali Karataş “Ahmet Remzi Bey Destanı”, adlı kitabı hakkında, insancıl, sevgi ve özveri bütünlüğünü taşıyan bir düzlemden hareketle yön bulan yurtseverlik sonuçlarının insanı bazen çok şaşırtmadığını söylemekten öte nerden nereye ne kadar zamanda geldiğini de düşündükçe abartmasız hayretlere düşürebileceğini belirterek, “Özellikle bunlar kısıtlı bir süreçte ve evrensel düzeyde yapılmamış özgünlük ve sıra dışılığındaysa hakkını veren adil bir düşünselliğin kantarında oldukça saygın bir yer tutar. Tekilden tümele adeta yurtseverlik gibi yararlı bir içtenlikle ve dayanışmayla toplumsallaşan ve hatta evrendeki diğer ülke ve toplumlara öncü ve örneklik eden somut bir yaşanmışlık, en olumsuz koşullar ve olanaksızlıklarla, emperyalist güçlerin işgaline uğrayan yurdundan yedi düveli söküp atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk, kuşatıldığı çaresiz ve imkânsızlıkların en eksi noktasında elinde tutacak bir tek umudu varken çıktığı kurtuluş yolunda başta düşmanlar dâhil olmak üzere tüm dünyaya kurtuluş gerçeğini kabul ettirirken çıktığı yol Adana’dır… Ve o gün yalnızdır Atatürk; Yemen, Trablus, Balkanlar ve Sarıkamış savaşlarının bir uzantı noktası olan Suriye’den dönüşte Kurtuluş ve kahramanlığa giden yolda ilhamını bekleyen umutlu bir yalnızlığın kollarındadır. Nitekim Atatürk daha sonra Adana’ya geldiğinde tarihe not düşen o ünlü sözünün altını bu umut ve yalnızlığın izlerini bıraktığı: ”Bende bu vakiyyenin ilk hissi teşebbüsü bu güzel Adana’da meydana geldi.” Dememiş midir? O günlerin düşman işgaline karşı beslenen tehlikeli bir umut ve heyecanını yüreğinde taşıyanların başında gelen biri de Öğretmen Ahmet Remzi’dir biliyoruz” dedi.

“Atatürk’ün Adana’da yaptığı toplantılara katılan Ahmet Remzi Bey’in de o his yolunda Atatürk’le buluşmaları olur ki, bakış açılarının birleştiği tek bir nokta olur kurtuluş ve de kurtuluş için mücadele, Milli Mücadeledir” diyen Karataş, şunları kaydetti:

“Aslında o günlerin kesitlerini incelemeye ve duyumsamaya çalıştığımızda hemen göze çarpan bu iki umutlu yalnız adamın birbirlerinden güç ve destek aldıkları da algılanabilir. Deha lider Atatürk’ün çizdiği kurtuluş yolunda giden Ahmet Remzi Bey ve arkadaşları, kurtuluşa ilham olarak değerlendirilen o ünlü sözlerinde de vurgulandığı gibi, Adana adına bir umut ve ilham ışığı da olurlar Atatürk’e.

Öğretmen Ahmet Remzi Bey ve başta Avni Doğan olmak üzere, arkadaşlarının, iç ve dış her olumsuzluğa, ihanete, bencilliğe rağmen mucize gibi gözüken, Atatürk önderliğindeki o kurtuluş umudunun ardına amansız bir şekilde düşmeleri ise topyekün bir Milli Mücadele’nin vardığı bir evrensel sonuç olarak tüm dünyaya örnek olmuştur.

Adana’nın Fransız işgali karşısındaki Milli Mücadele’sini basınla yapmayı planlayan Öğretmen Ahmet Remzi Yüregir ve Yedek Subay Mehmet Avni Doğan “Adana” ve “Yeni Adana’yı çıkardıklarını biliyoruz… “Adana” 3. Sayıda, “Yeni Adana” ise 8 sayıda kapanmış ve gazeteyi basan Hayat Matbaası sahibi Mücavirzade Mustafa Emin Bey ile Avni Doğan sürgün edilmişler; evinde silah ve Kuvayi milliye belgeleri bulunması sonucunda “vur emri”yle aranan Ahmet Remzi Bey ise çarşaf giyerek kent dışına çıkmıştır. Yozgat ve Kayseri’de kalan Ahmet Remzi Bey, Atatürk’le görüştükten sonra Adana Müdafai Hukuk Cemiyet’ini Kayseri’de bir otel odasında kurup, daha sonra da Pozantı’da “Yeni Adana” gazetesini çok zor koşullarda yeniden yayınlayarak katır sırtında Toroslar’daki Kuvayi milliye mensuplarına ulaştırır.

Şimdi olayları toparlayalım bir….

Yemen, Suriye, Trablusgarp, Balkanlar, Sarıkamış, Çanakkale…

Erzurum, Sivas, Samsun, Adana, İnönü, Sakarya, Dumlupınar…

İşgal, “Adana”, “Adana’ya Doğru”, “Yeni Adana”, işgal ve 5 Ocak…

O ateş cehenneminde bunları yapmak her babağidin harcı değildir hem de olmamıştır. Kefenin bir gözünde yürek vardır, can vardır. Kolay bir iş değildir sonuçta. Ulusal bir kahramanlık gerektirir.  O günün zor işgal koşullarında Ahmet Remzi Bey’e de:”Sana mı kaldı vatanı kurtarmak” deyip, yurtseverliğe sırtını dönüp gidenler olmuştur. İşte vatan budur, ülke budur, devlet budur… Böylesine yurtseverlik dolu kutsi dirençleri oluşturan ulusal kahramanlarımız için şiirler de yazılır, hikâyeler de. Ben de rahmetli Ahmet Remzi Bey’in yurtsever kahramanlığından etkilendiğim için “Ahmet Remzi Bey Destanı” adlı şiirlerimi yazdım… Yaklaşık 10 yıllık bir süreçte ve “Yeni Adana” gazetesinin kuruluş yıldönümlerinde 33 dizelik 10 şiiir olarak yazmaya çalıştığım “Ahmet Remzi Bey Destanı”nında tabii ki de “Yeni Adana”ya hiç de uzak olmayan, ilk öyküsü bundan 95-96 yıl önce “Yeni Adana”da yayınlanan, “Yeni Adana” için şiir yazan ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca da ilham kaynağım oldu.”

Duygularının yanı sıra, konunun sanatsal yönüne de değinen Cumali Karataş, şöyle devam etti:

“Diğer bir konu ise bu tür şiirler yazmanın sanatsal yaratımla biçimselliği arasındaki mesafesinin hiç de yakın olmadığıdır… Aruz, akrostiş vb. şiir teknikleriyle yazılan ve içerik baskınlığından kaynaklanan didaktik tehlike nedeniyle şiirselliği yakalamak zor olsa da, biraz olsun gerçekçiliği lirizmle örtüştüğümüz söylenebilir…  “Ahmet Remzi Bey Destanı” ile tarihe ve edebiyat tarihine naçizane küçük bir not düşerek, şiir severlerle paylaşabildiysem ne mutlu bana… Onunla asla kıyaslayamayız ama söylemeden de geçemeyeceğim…. Burada Mehmet Akif Ersoy’un şaheseri olan “İstiklâl Marşı”mız için söylediği: ”Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!…” sözü aklıma geliyor… Naçizane ben de şunu demek isterim ki… Dilerim bir daha yurdumuz kurtuluş ve Milli Mücadele gerektiren bir olayla karşı karşıya olmaz. Hiçbir şair, yazar ya da hiç kimse şiirler, marşlar yazmak zorunda kalmaz… Sözlerime son verirken, şükran borcu olduğumuz Atatürk ve Ahmet Remzi Yüregir Bey gibi silah arkadaşlarını, yurduna siper olan şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.”

CUMALİ KARATAŞ:

İlk şiirleri Ortaokul döneminde “5 Ocak” okul dergisinde yayınlanan ve aynı yıl destan yazıp, bastırıp, satarak halk ozanlığına ilk adımı atan Cumali Karataş “Sevda”, Öyle Kal”, “Çocuk ve Şiir” ile “Sevmek” adlı şiir kitaplarını çıkarmış; “Öykü Çınarı” adlı çocuk öyküsü seti Ema Yayınları, “Postacı Adana Yollarında” adlı biyografik kitabı Adana Büyükşehir Belediyesi, “Çukurova Söyleşileri” adlı söyleşi kitabı da Seyhan Belediyesi tarafından yayınlandı.  Hâlen “Öykü Çağı” ve “Öykü Çağı” adlı çocuk setleri yayına hazırlanan Cumali Karataş MESAM Tam Üyesi olup, bestelenen 150 şiirinden 28’i, bestelerinden de 2’si TRT repertuarında bulunmaktadır.