Kırk komedyen kırkının da mikrofonu eğik

Diliyorum ki taş nice maya çalınmış bu coğrafyada bir gölün dibini boylasa da günümüz komedyenleri üzerine tartışma her daim sürsün, gülünsün ama geçilmesin!

Yazının bu ikinci ve son kısmı esasında amacı ortaya koymakta. Henüz ilk satırları kaleme alırken niyetim günümüz yerli komedyenlerini öyle böyle bir çerçeveye oturtmaktı. Bu şüphesiz boyu aşan bir uğraş olacağından kendimce bir rehber hazırlayacak, bazı başlıklar altında toplayacaktım çoğunu duyduğunuz isimleri. Daha sonra bunun güç bir iş olacağına kanaat getirip değinilerimi kırk komedyenle sınırladım. Çünkü herkesi izlemek, tek kişilik gösterilere denk gelmek mümkün değil. Biletli gösteri, YouTube vb. video paylaşım araçları ne denli çeşitlilik gösterirse göstersin tüm komedyenleri takip etmeye yetmiyor ve yazıya niyetlenenin yetersizliğinden öte sürekli gelişen, büyüyen bir alanın bereketine dair iyimser bir tabloyla karşılaşıyoruz.

İyimserliğimiz ise boşuna değil. Bu alan bereketli ve sürekli gelişmekte, yeni isimler gelmekte. Bazen parlaması beklenenler sönerken bazen parlayanlar popüler olma krizini yönetemiyor. Yaşıyoruz bunları. İnsanın olduğu yerde yaşanıyor ve yaşamın olduğu her yerde komedi var!

Sözü fazla uzatmadan günümüz komedyenlerini hangi başlıklar altında değerlendirebileceğimize dair önerilerime geçiyorum. Burada salt sahne komedyenlerine değil son yıllarda öne çıkan bazı sosyal medya şöhretlerine de yer verdim. Bazı başlıkların altı doldu bazıları tenha kaldı. Okur elbette bazı isimleri altında oldukları başlıkta değerlendirmeyebilir yahut bazı başlıkları yersiz bulabilir. Bu yazının her şeyden önce meseleyi tartışmaya başlamak, işe bir yerden koyulmak gibi bir amaçla yazıldığını hatırlatarak ikinci kısma gidelim.

TESPİTİN MİZAHI

Deneyimlerden başarıyla ayrıştırılmış gözlemlerin, genel yargıların mizahı diyebilir; toplumun mizahı ve sterilin mizahı olarak ikiye ayırabiliriz. Doğrusu sahnede işlemesi güç… Fazla sözel ama fazlalığı laf kalabalığından ziyade yargı ve varsayımların ağırlığından gelmekte. Buradaki sözellik sahnede komedyeni boşa düşürebiliyor. Komedyenler bu açığı yine söyleyişin yardımına başvurarak kapatmak için taklit ediyorlar.

TOPLUMUN MİZAHI

En kaba haliyle kurucu değil gösterici bir mizah ve yine eleştirel değil yoldan geçerken görüleni not düşer nitelikte yabancı, tarafsız bir mizah. Bu açıklama aslında 90’lar boyunca televizyon kanallarında yayınlanan skeçlerde izlediğimiz tarafsız çizgiye denk düşüyor. Yapmacık değilse bile yararsız.

Mahsun Karaca: “Röportaj Adam” olarak tanınan  Mahsun Karaca yıllardır YouTube yayınlarında bu mizahın örneğini veriyor. Cut montaj tekniği kullanarak, daldan dala atlayan toplumumuzun haletiruhiyesini yansıtan ve bu yönüyle yayına bağımlı bir mizah bu. Stand-up performansı yok Karaca’nın fakat etki alanı itibarıyla yazının konusu komedyenler arasına ona da almak gerekiyor.

Mahsun Karaca

Oğuzhan Alpdoğan: Son dönemde parlayan Oğuzhan Alpdoğan stand-upçı değil. İşten çıkana/çıkarılana değin bir fabrika işçisiydi, mavi yakalıydı. Güçlü gözlemlerini tespite dönüştürerek, onlara çıkış (benzerlikten doğan merak) ve varış (çıkarılan dersle onaylanmış benzerlik) noktaları vererek videolarında öyküleyici bir üslupla kullandı. Seviliyor, beğeniliyor, samimi bulunuyor. Özetle bizi bize anlatıyor.

 

İstiklal Akarsu: Öyküleyici bir tarzı var. Deneyimlerini, anılarını esirgemiyor fakat çok net yerlere bağlıyor. Siyasi göndermeleri adrese teslim. Torpil, Atatürk seven yazlık site sakinleri vb. esprilerinde toplumun en azından bir kesiminin fotoğrafını çekiyor.

İstiklal Akarsu

Doğan Tuncel: Kendini var eden, sahnede güldürmeye ısrar eden bir komedyen… Neredeyse on yıldır stand-up yapmakta. Ortalama bir mizahı var. Esprileri kararında ve büyük ölçüde tespitlere dayalı. Anadolulu kimliğini komedisine yedirmeyi başarmış. Buradan siyaset de çıkıyor, sosyal ilişkilere yönelik farklı yaklaşımlar da. Çatıştırıyor ancak itici değil.

Doğan Tuncel

STERİLİN MİZAHI

Sterilin mizahındaki steril tabiri yapanı değil yapılanı işaret ediyor elbette. Bahsi geçen mizahçıların “steril” oldukları yönünde bir iddiamız yok. Dahası bu mizaha “garantici” de diyebilirdik zira hem işlenen konular hem mizahçıların yaklaşımı alışıldığı ifade etmekte… Bir çeşit malumun ilamı. Toplumun mizahı daha genellemeci. Tipleri ve refleksleri ortaya koyuyor, kesişim kümesini tarıyor. Sterilin mizahı daha detaycı, daha özgün. Örneğin mesleklere daha incelikli bir yerden yaklaşıyor.

Giray Altınok: Altınok’un skeçlerde sahne tozu yuta yuta piştiği söylenebilir. Güldür Güldür sahnesinden önce bir doğaçlama ekibiyle yine televizyona Buyur Burdan Bak programında karşımıza çıkmıştı. Dolayısıyla sahneye hakim ve vücut dilini ustaca kullanıyor. Diğer yandan mizahının malzemesi tipleme ağırlıklı. İnternete koyduğu videolarda sorunlu çocuk ebeveynini, başından türlü maceralar geçen pilotu canlandırıyor.

Giray Altınok

Gökhan Ünver: Karakter yaratma yeteneğine sahip Ünver adeta anonimi taklit ediyor ve bu bakımdan hem nokta atışı gözlemler paylaşıyor hem bir tiplemeyi ete kemiğe bürüyor. Alpdoğan’ın beyaz yakalı versiyonu diyebiliriz. Orta üst sınıf bireylerin gülünç açmazlarını proje çocuk üzerinden kıyasıya rekabet gibi artık biraz da bayatlamış meseleleri konu alıyor. Kısa video ağırlıklı bir mizahı var. Beden dili güçlü. Öte yandan mimikleri ve ses tonuyla öne çıkıyor.

Gökhan Ünver

Buse Sinem İren: Tam bir yöresel mizah faciası! Temel, Dursun, Fadime, İdris gibi karakterlere “uy haçan da” dedirten çılgın 90’larda bu stereotip oldukça yaygındı. Hatta Yasemin Yalçın skeçlerinde “Hamsiye” diye elinde silahı kendisini terk etmiş kocasını kovalayan bir tipleme dahi vardı. İdari bakımdan Karadeniz coğrafyasının önde gelen şehri olduğu için adı çıkmış Trabzon’da herkesin Laz zannedildiği, Laz kültürünün ise hamsi, mısır ekmeği ve karalahanadan ibaret görüldüğü dönemlerde bu mizah iş yaptı ama artık alıcısının kaldığını söyleyemeyiz. Der ve her şiveye güleriz! Ne de olsa gülmek “alaycı” da bir eylemdir!

Buse Sinem İren

Yusuf Bilal Altıntaş: “Kürt komedyen” dendiğinde, yazıp arandığında, sorulup öğrenildiğinde karşımıza çıkan ilk isim. Şüphesiz haklı bir yakıştırma, bir sınıflandırma örneği. Zira Altıntaş’ın mizahı Kürt olmaya, Kürdü bilmeye, Kürdü anlatmaya dayalı. Şivesi, Kürt kimliğinin toplumdaki karşılığının altını çizmesi, genel geçer yargılar kullanarak bam tellerine dokunması toplumsal malzemeyi beceriyle işlediğini fakat yeni bir söz söyleyemediğini, yaratıcılıktan uzak olduğunu ortaya koyuyor.

http://Sözü fazla uzatmadan günümüz komedyenlerini hangi başlıklar altında değerlendirebileceğimize dair önerilerime geçiyorum. Burada salt sahne komedyenlerine değil son yıllarda öne çıkan bazı sosyal medya şöhretlerine de yer verdim. Bazı başlıkların altı doldu bazıları tenha kaldı. Okur elbette bazı isimleri altında oldukları başlıkta değerlendirmeyebilir yahut bazı başlıkları yersiz bulabilir. Bu yazının her şeyden önce meseleyi tartışmaya başlamak, işe bir yerden koyulmak gibi bir amaçla yazıldığını hatırlatarak ikinci kısma gidelim. TESPİTİN MİZAHI Deneyimlerden başarıyla ayrıştırılmış gözlemlerin, genel yargıların mizahı diyebilir; toplumun mizahı ve sterilin mizahı olarak ikiye ayırabiliriz. Doğrusu sahnede işlemesi güç… Fazla sözel ama fazlalığı laf kalabalığından ziyade yargı ve varsayımların ağırlığından gelmekte. Buradaki sözellik sahnede komedyeni boşa düşürebiliyor. Komedyenler bu açığı yine söyleyişin yardımına başvurarak kapatmak için taklit ediyorlar. TOPLUMUN MİZAHI En kaba haliyle kurucu değil gösterici bir mizah ve yine eleştirel değil yoldan geçerken görüleni not düşer nitelikte yabancı, tarafsız bir mizah. Bu açıklama aslında 90’lar boyunca televizyon kanallarında yayınlanan skeçlerde izlediğimiz tarafsız çizgiye denk düşüyor. Yapmacık değilse bile yararsız. Mahsun Karaca: “Röportaj Adam” olarak tanınan Mahsun Karaca yıllardır YouTube yayınlarında bu mizahın örneğini veriyor. Cut montaj tekniği kullanarak, daldan dala atlayan toplumumuzun haletiruhiyesini yansıtan ve bu yönüyle yayına bağımlı bir mizah bu. Stand-up performansı yok Karaca’nın fakat etki alanı itibarıyla yazının konusu komedyenler arasına ona da almak gerekiyor. Mahsun Karaca Oğuzhan Alpdoğan: Son dönemde parlayan Oğuzhan Alpdoğan stand-upçı değil. İşten çıkana/çıkarılana değin bir fabrika işçisiydi, mavi yakalıydı. Güçlü gözlemlerini tespite dönüştürerek, onlara çıkış (benzerlikten doğan merak) ve varış (çıkarılan dersle onaylanmış benzerlik) noktaları vererek videolarında öyküleyici bir üslupla kullandı. Seviliyor, beğeniliyor, samimi bulunuyor. Özetle bizi bize anlatıyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/kirk-komedyen-kirkinin-da-mikrofonu-egik-haber-1737157