Ben hep o aynı ağacın altında gördüm, başka bir yerde de hiç rastlamadım. Tanımıyorum… Kimdir, nedir, necidir bilmiyorum… Bizim Vahap kesin biliyordur; bi’ ara ona sorayım en iyisi.
Büyüksaat civarının müdavimleri bu abiyi bilirler. Bu ağacın altında, açar gazetesini, kimseyi umursamadan sesli sesli, bağıra çağıra okur. Çaktırmadan yakınına bir yerlere otursanız, tüm haber ve yorumları eksiksiz okumuş gibi olursunuz.
Geçen pazar sabahı Kazancılar’da, klasik ciğer ve kaburga ikilisi ile yaptığım sabah kahvaltısının ardından Ziyapaşa Parkı’na yürüdüm. Her seferinde olduğu gibi gene rastladım bu abiye. Çaktırmadan izledim uzaktan biraz.
Çok ilginç bir abi… Valla!.. İzlemek çok hoşuma gidiyor… Hani bazı dizilerde, filmlerde böyle tipler vardır ya… Dünyadan elini eteğini çekmiş, kaçmıştır insanlardan da, hayattan da… Kendi halinde bir yerlerde yaşar… Eyvallahı yoktur kimseye… Filmin kahramanı filan da daraldığında bunun yanına gider, çoğulukla da tenekenin içinde yanan bir ateş başında çay içip sohbet ederler… Hayat dersleri verir kahramanımıza… İşte tam böyle bir abi bu bizim abi de. Bi’ gün ben de yanına gidip muhabbet etmek istiyorum. Yapar mıyım?.. Valla hiç belli olmaz!..
…
Ziyapaşa Parkı / Adana
Mayıs 2017 ©mustafaöncül