Doğayı kuşların dünyasından tanıyan, Türkiye’nin ilk flamingo belgesinin danışmanlığını yapan Gökçe Coşkun, kuş gözlemciliğini ‘bazen saatlerce serçe parmağından daha küçük bir kuşu aramak için çalıların arasında sessizce beklemek’ olarak tanımlıyor.
Dünyanın en önemli kuş göç yollarından Türkiye’de her yıl on binlerce kuş, yüzlerce kilometre aşarak üreme alanlarına ulaşırken, bazıları kışlamak için sulak alanlara göç ediyor.
İlkbahar ile sonbahar aylarında daha yoğun olan ve görsel şölenler sunan kuşların bu yolculuğu bizlere de doğayı onların dünyasından tanıma fırsatı yaratıyor.
Pek çok insanın ilgisini çeken kuşları daha yakından tanımak isteyenler ise kuş gözlemciliği yapıyor. Onları gözlemliyor, tanıyor, seslerini dinliyor ve fotoğraflıyorlar.
Kuş gözlemcisi veteriner hekim Gökçe Coşkun’la, hem kuş gözlemciliğini ve yeni başlayacaklara önerilerini hem de geçen haftalarda ABD’deki Los Angeles Belgesel Film Festivali’nden ‘en iyi çevre filmi’ ödülüyle dönen, danışmanlığını yaptığı Türkiye’nin ilk flamingo belgeseli ‘Pembe Misafirleri’ konuştuk…
Kuş gözlemciliğine nasıl başladınız, ilginiz nereden geliyor?
Kuşlara ve doğaya olan ilgim çocukluk yıllarımdan geliyor. Doğanın içerisinde büyüdüm. Ailem çalıştığı için çoğu zamanı dedemle geçirdim. Dedem doğaya tutkun, kuşlarla çok ilgiliydi. Onunla beraber bahçede kuşları izlerdik. Bana kafes kurup kuş yakalamayı gösterip tekrar doğaya salardı. Hayvanlara olan merakımdan dolayı veteriner hekim olmayı tercih ettim. Bu süre içinde fotoğrafçılığa olan merakım da kuş fotoğrafçılığına doğru evrildi. Şu an mesleğim ve hobim bir arada devam ediyor.
Nasıl kuş gözlemcisi olunur, herkes yapabilir mi bunu ?
Aslında herkes kuş gözlemcisi. Pencerenize gelen kumruyu gördüğünüzde, denizdeki martıları izlerken siz de kuş gözlemcisi oluyorsunuz. Şehirlerimiz yaban hayatı üzerine kurulmuş alanlar. Bir çok kuş türü hala şehirlerimizde yaşıyor veya göç dönemi uğruyor. Herkes özellikle ilkbaharda sabah saatlerinde bir parkta yürüyüşe çıkarak bir çok kuşu görür, sesini duyar. Kuş gözlemciliğine böylece ilk adımı atmış olurlar. Sanıldığı kadar zor değil.
Yazının devamını okumak için tıklayın