Adana’da İyi Tiyatro Satar Kuralı Bozulmadı . Adana’dan Dünya Tiyatro Gününe Selam Olsun.

Adana’da İyi Tiyatro Satar Kuralı Bozulmadı .

Adana’dan Dünya Tiyatro Gününe selam olsun. 

Tiyatro’nu iyisinden anlayan bir şehir. Yaşadığımız kaos dolu günlerde bir güneşli bahar

tadında bir haber

 

Yusuf BAŞTUĞ/ ADANA, (DHA)- ADANA’da Sabancı Vakfı ile Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları- Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’nde yerli ve yabancı tiyatro toplulukları 23 oyun sahneleyecek. ‘ 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde başlayacak ve 30 Nisan’a kadar sürecek tiyatro şöleni için 10 liradan satışa sunulan 12 bin 780 biletin tamamı satıldı.

Bu yıl 18’inci kez tiyatroseverlerle buluşacak festival için, 27 Mart’ta saat 20.00’da Adana Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi’nde açılış töreni düzenlenecek. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın da katılması beklenen festival, Tiyatro Martı Topluluğu’nun, ‘Hoşgeldin Boyacı’ adlı oyunuyla başlayacak. Toplam 12 bin 780 oyun biletinin satışa çıktığı anda tükendiği festivalde, Türkiye’den 16, yurtdışından 7 olmak üzere toplam 23 oyun sahnelenecek.

Haberin devamı için linki tıklayın:

http://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/adana-haberleri/adana-da-tiyatro-festivali-baslamadan-biletleri_264748/

Dünya Tiyatro Gününde Altı eski DT Genel Müdürü’nden bildiri

Devlet Tiyatroları’nın altı eski genel müdürü, bir bildiri yayımlayarak, kaygı ve isyan duygusu içinde olduklarını duyurup, “Er ya da geç, yurdumuzda bilim ve sanat özgür, kurumları özerk olacaktır” dediler. TÜSAK dahil, yapılmak istenenleri özetleyen altı eski genel müdürün Dünya Tiyatro Günü’nde yayımladıkları bildiri aynen şöyle:

“Bugün “Dünya Tiyatro Günü”. Yeryüzünün dört bir bucağında şenliklerle kutlanıyor. Bu yurdun sanatçıları olan bizler ise, şenlik düzenlemek bir yana, kaygı ve isyan duygusu içindeyiz.

Neden mi?

O halde dinleyin:

Laik, Demokratik, Hukukun Üstünlüğü ve Atatürk ilkelerine dayalı Cumhuriyetimizin eğitim, sanat ve kültür alanlarının oluşum süreci içinde üç ana kurum hemen dikkati çeker: Köy Enstitüleri, Halkevleri ve Devletten Ödenekli Sanat Kurumları.

Bu kurumlar, aydınlanma devriminin temel taşları olarak, bu devrimin gerek duyduğu, yüzü uygarlığa dönük çağdaş insanı yetiştirmek üzere kuruldular.

Aydınlanma Devriminin müzik ayağının ilk adımı; 1826’da Mızıka-ı Hümayun adı ile saraya bağlı olarak kurulup, 1924’te Atatürk’ün emriyle Ankara’ya taşınan, 1932’de Cumhurbaşkanlığının himayesi altında Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası adını alan toplulukla atıldı.

İkinci adım yine 1924 de kurulan Musiki Muallim Mektebidir.

19 Şubat 1932 de Halkevlerinin açıldığı günlerde Başbakan İsmet İnönü şöyle diyor: “Halkevleri Türk Cemiyetini yükseltmek, moralini arttırmak, verimini çoğaltmak için açılmıştır. Yalnızca moral yolunda değil, maddi ihtiyaç yolunda da kudretli, takatli, cevherli ve çok daha cevherli hale gelmek için güzel sanatları başlıca vasıta olarak görmelidir”.

Çok geçmedi 1936 da Ankara Devlet Konservatuvarı eğitime başlayarak, batı ölçülerinde Tiyatro, Opera, Bale ve Orkestra Sanatçıları yetiştirilmeye başlandı.

17 Nisan 1940’da Köy Enstitüleri açıldı. Köylünün eğitilmesi için öğretmen yetiştirmek amacıyla açılan bu okulların uygulamalı dersleri arasında tiyatro ve müzik yer almaktadır. Her enstitü mezunu bir müzik aleti çalmayı bilecektir. Aynı zaman da öğrenciler her yıl okulda oynanan tiyatro temsillerinde görev alarak, ya da bu temsilleri seyrederek eğitildiler.

Ankara Devlet Konservatuvarı ülkenin dört bir yanından topladığı yetenekli öğrencileri eğiterek ilk mezunlarını 1941 yılında verdi. Aynı yıl bu mezunlarla Tatbikat Sahnesinde, tiyatro ve opera temsilleri verilmeye başlandı.

1949 yılında TBMM’si Devlet Tiyatro ve Operasını Teşkilatlandıran 5441 sayılı yasayı çıkartarak Devlet Tiyatro ve Operasının yasal statüsünü oluşturdu.

1957 yılında ise Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası Orkestranın Özel Kuruluş Yasası çıktı ve Orkestra Riyaset-i Cumhur Senfoni Orkestrası adını aldı. Bugünkü adı ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası.

Ama ne yazık ki, Aydınlanma sürecinin bu kurumları için bir süre sonra karartma süreci başladı.

Önce 195’de Halkevleri kapatıldı.

Çok geçmedi 1954 de Köy Enstitüleri Öğretmen okullarına dönüştürülerek, asıl amacından saptırıldı.

Aydınlanma sürecinden geriye kala kala Devletten Ödenekli Sanat Kurumları kalmıştı. Şimdi görüyoruz ki sıra onlara geldi.

Bildirinin devamını okumak için linki tıklayın:

http://www.sanattanyansimalar.com/alti-eski-dt-genel-mudurunden-bildiri/1947/