‘Kavram Olarak İstismar’ – Emre Toğrul

2016-02-28_12-04-53

Kavram Olarak İstismar
İstismar kelime olarak bile iç ürpertiyor.
Kötülük davranış kalıbının en çirkin yüzü.
Soğuk, yalancı, ikiyüzlü ve merhametsiz.
Zorbalık ve sömürme içeren bir işkence,
Sadece bugünün değil yüzyılların sorunu,
Fiziksel, psikolojik ya da ahlaki olsun,
Hepsi insan onur ve haysiyetini derinden acıtan,
Bizzat yapanda menkul ahlaki çökkünlüğün,
Uğrayanda yarattığı ruhsal travmanın,
Önlemeyenin oluşturduğu güvensizliğin,
Kayıtsız kalanın neden olduğu sahipsizliğin,
Hesap sormayan erkin adaletsizliğinin,
Karışımıyla oluşan bir sızı ki,
Oğuz Atay’ın deyişiyle, söylenirken bile,
Ağızda cam kırığı gibi duruyor.
Sussan acıtıyor, konuşsan kanatıyor.
●●●●○○○○●●●●
İstismar sadece bizim değil tüm insanlığın sorunu,
Hayvanın, bitkinin, taşın ya da toprağın değil.
İnsanın ve insanlığın sorunu.
Kurdun bile kuzuya yapmadığı bir kalleşlik.
Niyeti kötüye kullanmakla, zarar vermekle,
Rızayı, iradeyi dikkate almamakla ilgilidir istismar.
Ayrık otu bile toprağı kullanır, bitkiyi istismar etmez.
Sel bile su olur, taşıdığı toprağın kişiliğine dokunmaz.
İki H bile O’ya eklenirken kimyada, morluk bırakmaz,
Ne rüzgar ağacı kelebeği, ne güneş gündüzü geceyi,
İncitmez, rızasız suistimale uğratmaz,
Ne bebe, ne akli zaaflı ne de asabi eksiğin işidir.
Hediye aklının anahtarı, ruh kapısını açamamış,
Erkin gücüyle şaşırıp, zaafın sahipsizliğini farkeden,
Sapkın aklın işidir, istismar.
Acıtır, kanatır, mahveder.
●●●●○○○○●●●●
Bugün ülkemiz ve tüm dünyada bir kavram kargaşası,
Bir değer çatışması, değersizleştirme ayıbı yaşanıyor.
İstismar gibi bir toplumsal zafiyet suçu, zulmü,
İstismar gibi bir insanlık ayıbı, sömürüsü bile,
Değerler çatışması içinde sıvışıp kaçmaya çalışabiliyor.
Hırsızlığı, arsızlığı, ahlaksızlığı, ilkesizliği ve ülküsüzlüğü,
Kendi bencil yaşamsal ihtiyacı için,
Kendine sunulan emeksiz ve çabasız eldeler uğruna,
Yitirilen erdemler ve faziletler üstü kurulan düzen için,
Erk adına, erkin sürmesi adına, ben için ve ben adına,
Teraziye koyup, ama ve zira tartısında savunabiliyorlar.
Savunmasız küçüğün, doğadan güçsüz cinsiyetin,
Emir altındaki astın, akıl olarak alt seviyedekinin,
Toplum olarak gelişmemişin, insan olarak erişmemişin,
Maruz kaldığı bu merhametsiz eza, yürek yakıyor.
Değil insana, hayvana ve bitkiye yapılırken bile,
İnsan olarak irkilip, utanç içinde kahroluyoruz.
İnsan olmanın onuru ayaklar altına sürünürken,
Gülünebiliyor, duyarsız bir pişkinlikle AMA denilebiliyor.
●●●●○○○○●●●●
İstismarın binbir yüzü tüm toplumların sorunu,
İlkel kabilelerden, aşiret topluluklarına, sosyal gruplara,
Üçüncü dünyadan, modern dünya devletlerine kadar,
Her koşulda besiyeri bulabilen bir melanet.
Ne parayla, ne teknolojiyle ne de bilimle önlenebiliyor.
Ne inançla, ne ananeyle, ne de kuralla durdurulabiliyor.
Sadece ve sadece evrensel erdemlerin öğretimi,
İnsani faziletlerin hür vicdanlara nakışlanması,
Pozitif moral değerlerin içselleştirilmesi,
Sevginin, ilginin ve duyarlılığın kalbi şekillendirmesiyle,
Oluşturulan insanın aklının ve vicdanının alamayacağı,
Bir garabet istismar.
Bu davranış kalıbını yok edecek etik ve vicdani aşıyı,
Bireyden aileye, oradan topluma yaygınlaştırmadıkça,
Edenin kendi vicdanında ve aklında yargılanabilirliği,
Edilenin ruhundan ve bedeninden pisliği arıtabildiği,
Koşul sağlanmadıkça izi silinemeyecek,
En derin toplumsal yara istismar.
Aklın en kötü kokulu dışkısı gibi, utancın taa dibi.
Bu dünyada, her türlü istismarın önlenmesi adına,
Vakit, akıl, güç ve irade harcayan herkesin önünde,
Saygıyla eğiliyorum…