Ahmet Karataş, Çiçekçi Alman

Torosları geçmek için Tanrı’nın koydugu yegâne kapı Gülek Bogazı’nı geçen Walter Siehe, üç fil büyüklügündeki İskender Kitabesi’nin önünde durdu. Kitabede, “İskender’in ordusu ve kumandanları buradan geçti, MÖ. 333” yazıyordu. Peki, tarihler 19’ uncu yüzyılın sonlarını 1890’ lı yıllarını gösterirken Alman Walter Siehe’yi buraya sürükleyen sebep ne olabilirdi?Bir imparatorlugun yok oluşunu, Millî Mücadele ateşini ve Cumhuriyetin kuruluşunu çiçeklerle harmanlayıp izleyen bir botanikçinin, Torosların eteginde yaşadıgı nefes kesen maceralarında kaybolmaya hazır mısınız?

Linkten kitaba ulaşabilirsiniz

https://www.akademisyen.com/tr/urun/cicekci-alman-9786253998721 

Haluk Uygur / Kitap Hakkında 

Anadolu’da 12 bin’e yaklaşan bitki çeşidi var. Hala da yeni türler keşfediliyor. Bu çeşitliliğin büyük bir bölümü de Antalya’dan başlayıp, Hakkari’ye kadar uzanan Toros Dağlarının uzandığı çizgi üzerinde. Torosların etrafı bitki çeşitliliği açısından çok değerli ama Çukurova’nın sırtını dayadığı Aladağ, Bolkar ve Amanoslar dünyanın çiçek çeşitliliği açısından en önemli yerlerinden biri. Bu çeşitliliği rakamlarla ifade edesek koca İsviçre’de sadece bir tane endemik çiçek varken Aladağlar’da bu 400’ün üstünde. Bolkarlarda bu rakam 500’ü geçiyor.

Bu yüzden Botanik bilminin kuruluşundan beri Avrupalı botanikçiler Adana ve Mersin’i çalışma alanı haline getirmiş. Kimisi iyi niyetiyle, kimisi de art niyetle bölgemize gelip bitki toplamışlar. Maalesef Anadolu’ya ait en geniş herbarium ( bitki koleksiyonu) günümüzde Edinburg’da bulunuyor.

Çiçek toplamak için bölgemize gelen botanikçilerden biri de Walter Siehe…Alman bir botanikçi Siehe…

Çukurova’da yaşamış, sonu acıklı biten bir öyküsü var.

Aslında bu 19. yüzyıl Çukurovasının da öyküsü. Bir solukta okuyacağınız bu öyküyü Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Daire Başkanı Ahmet Karataş, kitaplar üzerindeki bilgisini kullanarak, alanında benzeri olmayan tarihi bir roman haline getirmiş.

Benzersizliği bundan önceki tarihi romanların kahramanlıkları anlatmasına, daha derine inenlerin en fazla arkeolojik değerlerimize değinmesine rağmen ÇİÇEKÇİ ALMAN en az arkeolojik kalıntılar kadar önemli, bitki çeşitliliğimiz üzerinde durmakta…

İnanın bitki tarihimiz, en az arkeolojimiz kadar önemli. 

Bir solukta bitireceğiniz bu kitabı hepinize öneriyorum.