Anılarını Adana’da yaşatan sanat elçimiz – Kudret Sönmez

Anılarım bazen, Adana’nın mazisinde yaşayan ve Amerikan eşyasının satıldığı “boşboşçu”ların tezgâhlarında geziniyor… Çehresi yeni cilalanmış bütün kimliklere sırtımı dönüp eski vakitlerin güzel insanlarını bulma, görme şansı arıyorum. Ve ekseriyetle buluyorum da…

Örneğin, Ressam Süleyman Mavruk ve Kardeşi Ressam Hulis Mavruk… Süleyman Abi, yılları dilimlere ayırıp bir kısmını Karataş’ta, diğer kısmını Adana’da ve kalanını da Amerika’nın New York şehrinde renklendirir, boyutlandırır. Böylece, küresel değerdeki yağlıboya kompozisyonlarıyla memleketimizi dünyaya anlatır.

Ressam Hulis Mavruk’u, yani her zaman Hulis Abi demenin samimi ayrıcalığıyla yaklaştığım uluslararası sanatçımızı anlatacak olursak… Dünyaya gelişinin habercisi olan ilk çığlıklarını, 1952 yılında Adana’da atmış. Biraz büyüyüp farkındalığı artınca da, fırçası elinden düşmeyen Abisi Süleyman Mavruk’u hayranlıkla izler olmuş. Abisinin kalemlerine, boyalarına ve de öteki malzemelerine imrenerek bakmaya başlamış zamanla. Ve bir gün o da almış eline kalemi, fırçayı, vurmuş yüreğini kâğıda, tuvale. O dönemde yaptığı her resim, bugün çıktığı zirveye taban olmuş.

AMERİKA’DA SANATLA YAŞAMAK  

  Boyalarını, fırçalarını, kalemlerini çıkınına, sanat sevgisini de yüreğine koyup 1974 yılında kocaman hayallerle Amerika’nın yolunu tutmuş Ressam Hulis Mavruk. Yeteneklerini, deneyimlerini, aklını ve zekâsını cesaretle kullanan ressamımız, başlangıçta New York’un ünlü Harlem bölgesini sanatıyla fethetmiş… Elbette, bu arada epey sert tepkiler aldığı da olmuş bazı siyahi Amerikalı dostlarından. Hatta tehditlerle bile karşılaşmış, kültürlerine beyaz elleriyle dokunduğu için. Ama yılmayıp, özgün sanatsal yorumlarını koyu tenli insanları içeren yaşamsal evrelere azimle yöneltince, hak ettiği başarıya fazlasıyla erişmiş.

AİLECE SANATIN İÇİNDE YAŞAMAK

Bugün, Amerika’nın Eski Başkanı Bill Clinton ve Eşi Eski Bakan Hillary Clinton’ın ofislerindeki tablolar başta olmak üzere pek çok ünlünün mekânındaki resimlerde Çukurovalı Ressam Hulis Mavruk’un imzası vardır… Bu bağlamda, yaklaşık yarım yüzyıldır New York’ta sanatsal gücünü hissettiren ve renklerini, figürlerini, hayat anlayışını kitlelere kabul ettiren Mavruk, evlendikleri günden beri elini, yüreğini bırakmayan Eşi Saliha Hanım’ı en değerli esin kaynağı olarak gördüğünü söylüyor. Ayrıca, New York’ta kurduğu resim ve çerçeve galerisini Oğlu Hakan ve Kızı Sıla’nın yapıtlarına ve yönetimlerine bıraktığını belirtiyor.

FLORIDA / MIAMI’DE YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Klasik fakat kopya olmayan resimleriyle sanat akışını uzun zaman sürdüren Ressam Hulis Mavruk, fırçasını şu an Pop Art akımına yöneltmiş durumda… 24 Mart 2022 tarihinde Florida’da, Miami’ye 45 dakika uzaklıktaki Boca Raton’da geniş bir davetli kitlesinin katılımıyla açtığı Gallery Mavruk’la yeni bir başlangıç yapan sanatçımız, ileride başka şubelerle de dünyayı renklendirmeye devam edeceğini söylüyor.

Mavruk, hem kişiliği hem de eserleriyle Amerika’da oldukça derin bir yer edinmesine rağmen, gönlünün yarısının Adana ve ilçesi Karataş’ta kaldığını, Seyhan Nehri’yle Akdeniz’in özlemleriyle ıslanan anılarının asla kurumayacağını belirtiyor.

 Abisi Ressam Süleyman Mavruk ve Ressam Ahmet Yeşil’in tablolarını da galerisinde sergiliyor Hulis Abi. Ve hoşuna en çok giden şeylerden birinin de, Ahmet Yeşil’in tablolarındaki ip figürlerini bazı sanatseverlerin gerçek sanıp tutmaya çalışmaları olduğunu gülümseyerek söylüyor.

Bazen Mavruk abilerim için; masal gibi bir hayatın kahramanları diyesim geliyor…

 Bir varmış, bir yokmuş. Adana’nın mahallelerinden birinde bir abi, bir de kardeş varmış. İkisinin gönülleri de renklerle bezeliymiş. Düşlerinde yeni dünyalar kurup durmaksızın resim çizerlermiş. Ve sonra… Bu masal Amerika’da devam etmiş… En sonunda ne mi olmuş? Orası renklerin diline saklanmış.