Doğarız… İlk attığımız çığlıklarla sesimizi duyurur, sonra da minicik bedenimizle teslim oluruz dünyanın 7 kuşaklı rengine. Genlerimiz ve ana karnında geçirdiğimiz ayların donattıklarıyla nefes alır, beslenir, hareket eder, uyur ve sonsuz bir güvenle gelişmeye başlarız hayatın ahengi içerisinde.
Fakat, bizi büyüten etkenler arasında çok önemli bir unsur daha vardır… Sevgi… Hava kadar, su kadar, besin kadar olan değerini bildiğimiz ya da bilemediğimiz sevgi… Eğer sevilerek beslenirsek, o vakit öğreniriz severek beslemeyi.
…
Ayla Asilkan… Mersin’de, işitme engeliyle başlamış hayata. İlk resimlerini toprağa çizmiş. Tahta, demir, taş… Eline ne geçtiyse onunla yansıtmış hayal dolu figürlerini zemine. Ailesi de kayıtsız kalmamış Ayla’nın bu yeteneğine. Lise öğrenimi gördüğü yıllarda, annesinin desteğiyle özel resim dersleri almış.
Akdeniz Kız Teknik ve Meslek Lisesi Sanat ve Tasarım Bölümü’nde okuyup başarıyla mezun olmuş. Ardından, Toroslar Tortek Halk Eğitim Merkezi’nde giyim ve tekstil üzerine eğitim görmüş. Kendi tasarımlarından oluşan çalışmalarıyla, çeşitli defilelerde podyumlara çıkmış. Bütün bunlarla da yetinmeyip, tiyatro oyunlarında rol almış.
KAFESLİ KADIN
Defile, tiyatro oyunları, resim sergileri vs. Genellikle sosyal yardım amaçlı birçok etkinliğe sanatıyla katkı koyan Ayla Asilkan, duygularını içtenlikle dile getirirken şunları söylüyor:
“Kadın ruhu renklerin ardında durur. Bu yüzden, yaşamla arasına çizgiler koyup mesafesini korur. Canının yanmasından korkar. Ona en iyi gelen şey hayat kurtarmaktır. Kendine olan güvenini bu şekilde kazanır. Ben buna ‘kafesli kadın’ diyorum. Kafesli kadınlar, sanatla açar gözlerini hayata ve anlatmak istediklerini etkinlikleriyle ortaya koyar…”
Sanata dair beklentilerini paylaşırken de kendi içselliğine yöneliyor Asilkan:
“Sanat aşktır… En önemli hayalim ressam olmaktı. Bunu başardım. Yanı sıra kıyafet tasarlıyor, tiyatro yapıyor, edebiyatla ilgileniyorum… Ama resim yaparken bir başka hissediyorum kendimi. O anlarda tuvalin içinde buluyorum ruhumu. Çocukların, özellikle de işitme engelli çocukların resim yapabilmelerini istiyorum. Çünkü onların da anlatacak hikâyeleri var. Sanatın kıymetini bilsinler.”
…
Sesli ya da sessiz… Boya, fırça ve tuvalin sevgiyle konuşturulduğu bir dünya… Mutluluğun resmini bambaşka renklendiriyor.