Son günlerdeki afet durumu ve öngörüsüzlük hali içinde,
Hayatın nasıl bir halüsinasyon olduğunu farkediyoruz.
O halüsinasyon ki, gerçekler, asıl doğrular gün ışığına çıkınca,
Bir hologramik görüntü gibi kayboluyor gözümüzden.
Bugün gerçek bir insan, bir virüs ve bağışıklık.
O kadar parlak bir gerçek ki, tüm halüsinasyonları sildi.
Buzlar eridi, sisler dağıldı, hepimiz pozisyon aldık gerçek içinde.
Tüm dünya…
Tek doğrunun peşine gidip, en hakiki mürşitin peşine takılıp,
Bağışlanan bağışıklığımızla tekrar yola, hayata devamın karşısında,
Halen yaşadıkları halüsinasyon içinde çırpınanların hikayesi bu.
Her yüz yılda, elli yılda bir gelip ayar veren, hesaba çeken,
İnsan, sınır, ekonomi, bilgi, uygarlık ayrımı göstermeden her kapıyı çalan,
Yeni bir sınavdan geçiyoruz dostlar.
Husumetlerimizi, kıskançlığımızı, garez ve hasetleri bir kenara bıraktırıp,
Sadece rahatça nefes alıp verebilmenin ne denli önemli olduğunu anlatan,
Düşmanlık, kin ve nefretin bütün enstrümanlarını elimizin tersiyle ittrip,
Biribirimize doğru yol gösterme, bilgi verme erdemini kavratan,
Ve illaki parlak bir güneş misali en hakiki mürşiti algılatan,
Izdırap dolu istisnai günler yaşıyoruz.
Yanyana dolaşmak, oturup sohbet etmek, biribirimize dokunmak gibi,
Bize artık gereksizmiş gibi gelen hasletlerimizi gözümüze sokan,
Israrla reddettiğimiz hijyeni, kaale bile almadığımız doğanın gücünü,
Ve aklımıza bile gelmeyen bağışlanmış bağışıklığımızı kafamıza vuran,
Bir halüsinasyon çözülmesi içindeyiz.
İnşallah bu zor günleri de, atlatacağız sevgili dostlar,
Tüm ülke, tüm dünya ve insanlık olarak atlatacağız.
Yine bağışlanmış bağışıklık ve öğrenip üreten bağışlanmış akılla…
∞Ω∞
Akl-u Selimin, hikmetine vakıf olmamız gereken güzel aklın,
Eğitilip, doğru sistematik bilgiye bağlı öğrenebilirlik kazanmışlarından,
Medet umduğumuz, kılavuzluk istediğimiz, çare aradığımız günler.
Bir hekim olarak, görünmez bir tehdidin gölgesindeki bu günlerde,
Yaşlı dünyamızın oluşumundan bugüne geçirdiği belli belirsiz tarihe bakıp,
Gerçekleri arama kararlılığı, çelişkileri, kazanımları ve inançları içinde,
İnsan evladının bağışlanmış aklı ve bağışıklığıyla,
Bununda üstesinden geleceği aşikar.
İnsanlık için, evrensel saygının temellerinden biri olan aklın,
Sınırlanmamış, eleştirilebilir, sorgulayıcı ve bilgelik aşkıyla yanan,
Kendi özgüvenine eğilip, apaçık gerçeğe bakabilme cesareti olan,
Bulduğu en son doğrunun bile görecesine, geçiciliğine saygılı aklın,
Bize bir çare olacağı, bir em bulacağı aşikar.
Bize düşen ‘’ tabiatta saklı olan gerçeğe’, bağışlanmış bağışıklığımıza,
Aklı şiar edinmiş, gerçek bilgi sahiplerinin kılavuzluğuna güvenmek,
Ve tabiatın bu yeni düzenlemesini sabırla beklemek…
∞Ω∞
Sevgili dostlarım, iki pazardır farklı konuda yazmak istesem de,
Sizleri daha keyifli ve huzurlu hissettirmek için yazının başına geçsem de,
Klavyenin yönü hep bu yeni karşılaştığımız gerçeğe doğru gidiyor.
Ben sahada aktif çalışan, bilgi kaynaklarına yakın bir hekim olarak bile,
Sizlere bu konuda yönlendirici bilgi vermekten imtina ederken,
Sizler de gerçekten bilgi sahibi olmayan yönlendirmelere itibar etmeyiniz.
Kafamıza göre yaşamanın, bildiğimizi yapmanın, bana nenin zamanı değil,
Domino taşı gibi, tüm diğerlerini devirebileceğimiz bir etkideyiz.
Tıbbi, sosyal, ekonomik ve ruhsal yönlerden öngörülemez bir süreç olsa da,
Sabırla süreçten geçip, gereken önlemi, kaçınılmaz dersi alırsak,
Zarar ne kadar büyük olursa olsun,
O zararın çok ötesinde bir farkındalık sağlayacak bir zaman dilimindeyiz.
Kişisel çıkar, kurnazlık, kendine yontma, düşmanlık ya da vurdumduymazlık gibi,
Yaşamımızı farkedemediğimiz bir halüsinasyona çeviren formdan,
Farkındalık, ortak payda, eşitlik, yardım edebilme, görev alabilme gibi,
Gerçek yaşam erdemi, sorumluluk bilincini idrak eden bir forma geçiş,
Umarım, hepimiz için yeni bir başlangıç olsun.
Bu zor ve zahmetli günler geçip gittiğinde, mutlak keyifli yazılarda,
Daha güçlenmiş ve olgunlaşmış bireyler olarak,
Önce insan ve insanlığı tekrar kavramanın huzuruyla buluşacağız.
Bağışlanmış aklın hikmetine ve bağışıklığın kudretine güvenin.
İyi ki varsınız.