Bazen Mustafa Kemal’i Çok Özlerim – Emre Toğrul

Hayatta ümitsizliğe düştüğünüzde,
Sarılacak bir meşgale, düşünce ve insan arayınca,
Bu dünya üzerinde hürriyet, yüksek idealler,
Haklar, haysiyet, basiret ve beşeri tekamül ile
Yüksek bir güce dönüşüp çevresine, ülkesine
Tüm dünya toplumlarına aydınlık taşımış insanları,
Bir bir gözünüzün önüne getirin.
Özellikle Cumhuriyetimizin tarihine bakıp,
Ne badirelerden geçtiğimizi düşünürseniz,
Bunlardan bir kişiyi çok yakından görürsünüz,
Ve ümitsizliğiniz daha da azalır.
Ben, kapkaranlıktayken, hiç ümitsizliğe kapılmadan,
Hiçbir ferdini ayırt etmeden, ülkeyi güneşe taşıyan,
Mustafa Kemal’i düşündüğümde
Hissettiğim öğünç ve güvenin tarifi imkansızdır,
Özlüyorum Mustafa Kemal’i…

∞Ω∞

Ulu Önderimiz Atatürk’ü bu denli çok sevmemizin,
Çok takdir etmemizin en önemli nedeni,
Fiziki anlamda bir ulusa kazandırdıklarından çok,
Yol gösterirken kullandığı yöntemlerdir.
Günü kurtarmayan, yaşama dokunan, evrensel.
Bildiğiniz tarihe, yaşadığınız ömüre, korkulan geleceğe,
Şöyle bir bakın,
Bildiğinizce dünyanın düzenini özetleyiverin kafanızda,
İnsanlığın peşinde olduğu dünya hayalini tarif zordur,
Şöyle demiş bakın Ulu Önder:
‘’İnsanları mesut edecek yegane vasıta,
İnsanları birbirine yaklaştırmak,
Onları biribirlerine sevdirmek,
Karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarının,
Teminine yarayan enerjidir.
Cihan sulhu içinde beşeriyetin hakiki saadeti,
Ancak bu YÜKSEK İDEAL YOLCULARININ
Çoğalmasıyla mümkün olacaktır.
Kürre-i arz üzerinde insanlığı teşkil eden,
Bütün milletlerin insanca bir anlaşma ile,
YENİ VE YÜKSEK BİR HAYATA GEÇMELERİ,
Şüphesiz temenniye layıktır.’’
Zaman 1920’lerin sonu, binlerce yıl geçerli tarif,
Özlüyorum Ulu Önderi…

∞Ω∞

Nedir tam anlamı ile Atatürkçülük;
Modern Türk devletinin kuruluşunda temel alınan,
Davranış biçimi ve hayat tarzı niteliğindeki,
Rasyonel, pozitivist, görgül ve pragmatik bir ideolojidir.
Eklektik yönü, 18. yy rasyonalizmi, 19. yy pozitivizmi,
Ve bunlara eşlik eden sosyopolitik söylemlerden,
Hürriyet, milli egemenlik, insan hakları,
Ve adalet gibi ögeleri temel alması;
Bunları da Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık,
Laiklik, Devletçilik, İnkılapçılık ilkeleri kapsamında
Kategorize ederek uzlaştırmasıdır.
Allahaşkına, yaşadığımız dönemlerde bile,
Neler denendi, deneniyor. Ülkeler yıkıldı, kuruldu,
Atatürkçülük tanımındaki içerik nasıl da doğru.
Yukarıdaki ifadeyi tekrar tekrar okuyorum,
Temelinde iyi insanı yetkin insan hedefine götürecek,
Oradan toplum ve ülke düzeyine ve nihayet evrensel boyuta,
Yüce ahlak ilkeleri, toplumsal fazilet ve evrensel insanlıkla,
Ve en önemlisi görev bilinci ile pekiştirecek bir tanımdır bu.
Kendine karşı, vatana karşı, insanlığa karşı,
Onun bize bıraktığı miras işte bu, bu manevi miras,
Şahsındaki münevveri kavramak bile beni umutlandırır.
Hala yıkılmadıysak, tüm sebep onun temelleri ha.
Bugünlerde çok özlüyorum Atatürk’ümüzü…

∞Ω∞

Kendimize bakalım bugün, birey olarak gelişmişliğimize,
Ya da ülkemize, yakın çevremize, ülke olarak yerimize,
Yahut dünyada olup bitenlere, dünya uygarlığına.
Sonra Atatürk’ün sözlerini aklımızdan geçirelim.
1938’ den önce söylediği sözleri, çok da dikkat etmediğimiz:
‘’Düşünceler zorla, sertlikle, top ve tüfekle hiçbir zaman öldürülemez.’’
‘’İçten ve yasal olmak kaydıyla HER DÜŞÜNCEYE SAYGI duyulur. ‘’
‘’Cumhuriyet, DÜŞÜNCE, BİLİM VE BEDENCE
GÜÇLÜ VE YÜKSEK KARAKTERLİ koruyucular ister. ‘’
‘’Bireyler düşünür olmadıkça ,
Kitleler istenilen yönlere herkes tarafından çekilebilir.’’
‘’Memleketler muhteliftir, fakat UYGARLIK BİR TANEDİR.
‘’Bir milletin ilerlemesi için de,
Bu YEGANE UYGARLIĞA iştirak etmesi şarttır.’’
‘’Dünya milletlerinin saadetine çalışmak,
Kendi huzur ve saadetinin teminine çalışmak demektir.’’
Dünyada yakın ve uzak çevremize bakın,
Sadece yaşadığınız dönemde olan olayları irdeleyin.
Kendisi için istediği tek bir şey yok Atatürk’ün.
Tüm amaç, yegane uygarlığa giden bir toplum yaratmak.
Cihan sulhu ve beşeriyetin hakiki saadeti buna bağlı,
Çok özlüyorum Mustafa Kemal’i çook…