Kaf Dağı’nda yaşayan insanlar önceleri kavgacı ve barbarmışlar. Öyle ki; (hayat şartlarının zorluğundan olsa gerek) yan yana yaşayan aileler bile birbirine saldırır, birbirinin ekmeğini çalarmış. Hatta (ben masalcıların yalancısıyım) diğer ailelerin karısını, kızını kaçıranlar dahi olurmuş. Bu yüzden gücü olan her aile evinin yanına bir de 7 katlı kule yapar, tehlike anında oraya sığınırmış. Tek bir kale içinde kendini koruyan toplumlar çoktur. Ancak herkesin kendi kalesini yaptığı kaç kent var? Bu yüzden şimdiki ismi Svaneti olan bölgede yüzlerce yıl önceden kalan çok sayıda kule bulunmaktadır.
Kaf Dağı’nın bu öyküsü ta ki masal kahramanı Prometeus’un (*) bölgedeki bir mağarada zincirlenerek hapsedilmesine kadar sürmüş. Masal bu, mübalağayı kaldırır, Prometheus’tan sonra bölgenin karakteri değişmiş. Günümüzde Avrupa’nın en yüksek yerleşimi (2135 metre) olan görmeye değer bir yer haline gelmiş.
(*) Prometheus; kişiliğinde yaratıcılığın, bilimin ve zekanın birleştiğine inanılan mitolojik kahraman. Zeus onu saltanatına tehlike olarak gördüğü için Kaf Dağlarında bulunan bir mağaraya zincirlemiş. Ama o Herakles’in yardımıyla zincirlerinden kurtularak Kaf Dağlarının bekçisi olmuş. Bu masal dağına kötülüğün girmesini engelleyip, sanat ve bilimin ateşinden aldığı bir kıvılcımla, ateşten bir arabaya binerek insanlığa uygarlığın yolunu göstermiş.