Bugün Ne Yazsam – Emre Toğrul

Emre Toğrul

Bugün ne yazsam sorusu, benim sorularımdan.

Her hafta, dostlarıma seslenirim buradan hareketle.

Gerçekte insanın yazmasına neden olan şu;

‘’Varlığın bilgisini elde etmek için, bilinmesi gerekenleri,

Beraberce aramak, bulmak, günışığına çıkarmak’’.

Her yaşadığımız, hissettiğimiz, ilgilendiğimiz şey,

Zamanımızı dolduran, düşüncemize yayılan herşey,

Ad, kavram ve imge halinde süslüyor yazılarımızı.

O halde yazmak ve okumak nasıl bir dürtüdür ki,

Bilginin sonsuz küçüklükten sonsuz büyüklüğe seyahatinde,

Işık hızıyla beyinlerimize gelip, aydınlatıp, gidiyor.

Varlığımızı hissettiren herşey gibi, okumak ve yazmak ta,

Kökeni, niteliği, kullanımı ve realitesi bakımından bir ideadır.

Okumak ve yazmak, duyu tecrübemizden kaynaklanan,

Anlama yetisinde inşa edilen,

Başka varlıklardan ilham olarak gelen,

Ve mutlak kaynağı dilden olan bir tür ‘’İDEALAR’’ karması.

Ama akledilir idea ile onun temsili dünyada resmedilir imgesi,

Ne okuduğumuzda, ne de yazdığımızda,

Düşünülen ile ifade edilen arasındaki o bariyeri aşamıyor.

Yani dostlarım, tam , kusursuz ve mutlak sandığımız idea ile,

İzafi ve iradi olan imge, hiçbir zaman ideal birliktelikte değildir.

O zaman niye yazıyor ve okuyoruz dostlar biliyor musunuz?

İçimizde o ideale ulaşmakla ilgili bir umut var da ondan.

Gelin bugün, çok eski bir ‘’Aşk Yazımı’’ okuyalım beraberce,

İdeadan imgeye, kavramın nasıl akledilebildiğini örnekleyelim…

∞Ω∞

‘’Bu yazdığım bir AŞK yazısı olsa;

Girişi, gelişmesi ve sonucu olmasa,

Okundukça hayran olunsa,

Bi daha ,bi daha, bi daha okunsa,

Mantık olmasa, etik olmasa, akıl ve sabır hiç olmasa,

Kelimeler, harfler ve noktalama işaretleri

Gönülleri nasıl isterse oraya yerleşse,

Kural kuralsızlık olsa,

Yazı yürek çarpıntısı ile yazılsa

Karanlıkta bile okunabilse, hissedilebilse,

Kağıdı ıslanmasa, çizgisiz ve beyaz olsa, buruşmasa,

Ama herkes bi kerecik okusa,

Ve bu yazıyı okuyan herkes

Farklı bir aynı anlam çıkarsa’’.

∞Ω∞

‘’Ya da bu bir SEVGİ yazısı olsa.

Başlığında kocaman, kalın bir SEVGİ yazsa,

Altı da çizili olsa.

Yazının içinde irili ufaklı, ekli eksiz,

Bölünmüş ya da tam, yığınla SEVGİ geçse.

Bu yazıda SEVGİ hem isim olup büyük harfle başlasa,

Hemde sıfat olsa adları tamlasa,

Şimdiki zaman, geçmiş zaman olsa,

Ve gelecek zaman için kullanılsa,

Ama illaki yüklem olsa ve geniş zamanda kullanılsa,

Ve bu yazıyı herkes okusa,

Herkes anlasa ve dahi herkes yazsa!’’

∞Ω∞

‘’Bu bir algı, bir sezgi, bir hissediş yazısı olsa.

İfadeler ve bağlaçlar güzelleştirse yazıyı.

Parantez olmasa ( yanlış anlamayı önlemek için),

Yani olmasa, bu nedenle olmasa, fakat olmasa.

Bu yazıda her cümle diğerinden etkilense,

Paragraflar birbirlerinden ayrı olduklarına üzülse,

Ve bu yazı okuyan herkese, daha önce okunmuş gibi gelse’’.

∞Ω∞

‘’Peki nasıl bir yazı olmasa bu yazı.

Bu bir davet yazısı olmasa,

Kısa, kalıplaşmış, samimiyetten uzak ve bencil;

Bu bir önsöz yazısı olmasa,

Sonuna geldiğinde başı unutulan.

Bu bir bilimsel yazı olmasa

Kanıt ve kaynağın içerikten önemli olduğu.

Bu yazı bilgisayarda yazılmasa,

Anında düzeltilebilen ve çoğaltılabilen.

Bir ev ödevi olmasa bu yazı,

Başlamadan bitmesi düşünülen.

Bir tekzip yazısı olmasa,

Yazanı da, okuyanı da üzen’’.

∞Ω∞

Ama bu bir AŞK yazısı olsa ve ben yazsam,

Önce kağıt ve tükenmez kalem birbirine baksa,

Sonra kalem yazarmış gibi yapsa,

Kağıdın üzerinde gezinse ve kağıt ürperse,

Sonra kalem kıvrıla kıvrıla,

Tatlı sert, kağıdın üstünde dolansa.

Sonra kağıt, kalemin altından kaçar gibi yapıp

Ona sımsıkı sarılsa.

Ve dakikalarca yazı yazsalar, uyumla ve keyifle,

Ve tükenene kadar kalem, bitene dek kağıt

Yazsalar, yazılsalar.

Ve kalemin son damlası, kağıdın üzerine akana dek.

Ve bitince yazı, saatlerce uyusalar koyun koyuna.

Ben bir AŞK yazısı yazsam ve,

Bu bir AŞK yazısı olsa’’.

∞Ω∞

Sevgili dostlar hissettiniz mi, insan yazarken veya okurken,

Hep o tam, kusursuz ve mutlak ideayı arar ama,

Reel dünyadaki, onun soluk taklidi olan imgeyi bulur.

İnsan kendi varlığının ruhsal bilgisinin temsilinde,

Hem özne, hem nesne olup yüklemi idrakle yazamadıkça,

Akledilebilir ideanın imgelerini anlayarak okuyamadıkça,

Taklitler dünyasındaki kandırmaca sürüp gidecektir.