Dev Kadro: İki Görsel Sanatçı, Bir Besteci ve Bir Yapay Zekâ

Bu yıl konusu yapay zekâ olan Ars Electronica Festivali’ne katılan ve Deep Space 8K’da performans sergileyen AudioFil, Ouchhh ve Metacreation Laboratuvarı ile ortak gerçekleştirdikleri IOTA_ AI performansı üzerine konuştuk.

Ses tasarımı, elektronik müzik, ses enstalasyonları, oyun müzikleri yapan AudioFil, dijital ve hareketli görsel, görüntü eşleme gibi alanlarda çalışan bir yeni medya ajansı olan Ouchhh ve yapay zekâ programı MASOM yazılımını tasarlayan Kıvanç Tatar ve Prof. Philippe Pasquier (Simon Fraser Üniversitesi) IOTA_AI adlı çalışmaları ile alanlarında bir ilki gerçekleştirerek Ars Electronica’da performans sergilediler. Kendileriyle performans üzerine sohbet ettik.

Öncelikle AudioFil, Metacreation Laboratuvarı ve Ouchh kimlerden oluşur? Nasıl bir ekipsiniz?

Mehmet Ünal: On üç yaşımda askeri lise sınavlarına girdim ve orada müziğe yeteneğim olduğunu fark ettiler, sonrasında bu sebeple Bando Okulları adında bir askeri liseye kayıt oldum ve trompet çalmayı öğrendim. Ardından askeri lisede trompet eğitimi almaya başlayınca devamı geldi. Hacettepe Üniversitesi Orkestra Şefliği ve Kompozisyonluğu Bölümü’ne girdim ve aynı zamanda Kara Harp Okulu’na seçildim ve ikisini beraber okudum. Ankara’da uzun yıllar besteci olarak çeşitli devlet orkestralarında ve tiyatrolarında yardımcı şef ve aranjör olarak çalıştım. Sonra İstanbul’a taşınmaya karar verdim. Burada Mimar Sinan Üniversitesi’nde Barkın Engin yüksek lisans derslerine beni özel öğrencisi olarak aldı ve elektro akustik üzerine çalışma fırsatı yakaladım. Ardından Bahçeşehir Üniversitesi’nde ses ve müzik teknolojisi üzerine yüksek lisans yaptım. Yüksek lisans tezimde hazırladığım program Prof. Maurizio Giri’nin çok ilgisini çekti ve onun asistanlığında müzik endüstri yazılımları geliştirmeye başladım.

​AudioFil de Ömer Ahunbay, Alican Okan, Hakan Özer ile birlikte üç yıl önce; ses tasarımı, elektronik müzik, ses enstalasyonu ve oyun müziği yapmak için kurduğumuz bir müzik şirketi. AudioFil, tüm kompozisyonlarını kendi algoritmalarını, yazılımlarını ve elektronik / akustik müzik aletlerini yaratarak ilham verici eserler yaratmak için Türkiye’de kurulmuş ilk ses laboratuvarı. Simon Fraser Üniversitesi’nin bünyesinde bulunan Metacreation Lab. ile de beraber yapay zekâ projeleri ve yazılım geliştiriyoruz.

AudioFil’in kuruluş hikâyesine gelecek olursak 2015 yılında Alican’la tanıştık, neler yapabileceğimizi konuştuk ve bir yıl sonra AudioFil’i kurduk. O dönemlerde Alican Cern TED X için bir proje yapıyordu, ben de o dönemde modacı Ece Özalp’ın What is Real? adlı projesini gerçekleştiriyordum ve bu iki proje de projection maping alanında dünyada ilk on proje arasında seçildi. Ardından AudioFil büyümeye başladı ve bizim için bir çıkış oldu diyebilirim. Tabii AudioFil’in kuruluş hikâyesinde aslında Jingle House’un da bizlere çok büyük katkısı oldu, onların en başından beri bizi desteklemeleri AudioFil’in gelişmesi için çok önemli oldu.

Kıvanç Tatar: Biz Metacreation Laboratuvarı’nda makine öğrenmesi ve yapay zekânın sanat alanında kullanımı üzerine araştırma yapıyoruz. Ben doktora öğrenimimde yapay zekâ teknolojilerinin müzikte kullanımı üzerine çalışıyorum. Bu anlamda da uzun süredir uluslararası alanda araştırma sonuçlarımızı ve sanat işlerimizi sergiledik. Bu ülkelerden bazıları Almanya, İtalya, Romanya, Avusturya, Brezilya, Avusturalya, Amerika (New York and Atlanta), Kanada (Vancouver and Montreal) ve Türkiye. Katıldığımız etkinlikler arasında Rio Olimpiyatları kültürel programı ve MUTEK Festivali de bulunuyor. Açık konuşmak gerekirse yapay zekâ yazılımlarımı kıskanıyorum, benden daha çok geziyorlar.

AudioFil’den Mehmet ile çok eski arkadaşız ve birbirimizin işlerini sürekli takip ediyoruz. AudioFil ilk kurulduğunda Mehmet bana aklındaki projelerden bahsetmişti. AudioFil kurulduğundan beri uzaktan da olsa fikir alışverişlerini hep sürdürdük. Hep bir proje için bir araya gelmek istedik ve Ars Electronica için bunu ilk kez başarabildik.

Yazının devamını okumak için tıklayın