Dogma ile Merak Atıştığında – Emre Toğrul

Emre Toğrul

Herşey merakla başladı.
Tüm felsefi, mistik sorgulamalarımızın, bilim arayışımızın,
Hatta spritüel yolculuklarımızın itici gücü merak.
İnsan meraklı canlı, bilmek istiyor herşeyi, olanı biteni.
Merak için öğrenmenin temel içgüdüsü diyebiliriz,
Soru, sorgulama, tüm bileşenlerine ayırıp geri toplama,
Öyle bir zihin şehvetidir ki, iştahıdır ki, bilme arzusudur ki merak,
Ancak bilginin değişmezliği ile durdurulabilir, dogmayla.
Her an şekil, kostüm, davranış, boyut ve zaman değiştiren dogmayla.
Zihin merakını gizleyemese de bilgiye, madalyon iki yüzlü ne yazık,
Ham merak, ehilleştirilmemişi, muhakemesizi çok meraklıdır dogmaya.
Merak güzel yönlendirilirse, bir ışık yada avadanlık olarak kullanılırsa,
Zihin bir bilgisel boşluğu doldurabilmek için, varsayım denen,
Aklın yürüyebilmesini sağlayan bir kuramla başlangıç yapar.
Yürüyen akılla, gözlediği sebep sonuç yumağı varsayımını doğruluyorsa,
Ortaya o zaman dilimi için en güvenilir kuram çıkar.
Bilimsel, aklı şiar etmiş, daimi gözleme yaslanmış düşünce,
Hiçbir zaman o arı gerçeğe, tam gerçeğe ulaştığını düşünmez.
Hayatı yaşanabilir ve sürekli kılan da zaten budur.
Yumağa deney ve gözlemlerle hep yeni unsurlar eklenerek,
Bir erişme değil, hakikate biraz daha yaklaşma vardır.
Ve bu ulvi kuramsal yol, her seferinde bazı varsayımları bırakıp,
Daha kapsayıcı ve zamana denk gelenlerini alarak sürer gider.
Merak bir ışık gibi kullanıldığında onu taklit eden karanlık taklitçilerini,
Nedensiz endişeyi, korkuyu, şüpheyi, marazi merakı etkisiz kılar,
Bilgi, fikir ve gerçeklere ulaşma arzusu içinde insanı geliştirir…
●●●●○○○○●●●●
Öte tarafta ise insan evladının en büyük düşünce tembelliği, dogmatizm.
Hertürlü eleştiriye, merak, irdelenmeye kapalı bir düşünme-me tarzı.
Aklı ön kabullerin emrine veren, düşünceyi az buz değil aşırı sınırlayan,
Benimsediği geleneksel doğrulardan benzer ve katı önermeler çıkaran,
Bireyi ortadan kaldırıp, yığınsal niteliğe dönüştüren bir değişmezlik.
Merakın törpüsü, deney ve irdelemenin düşmanı bir bilinmezlik sevisi dogma.
Şimdi, merak ile dogma arasındaki atışmada hakemlik ne haddimize emme,
İkisi arasındaki, beni çok etkileyen ayrılığa takılırım hep.
Merak bilmediklerimizden değil, aksine bildiklerimizden dürtü alır.
Öyle bir biyolojik öğrenme dürtüsüdür ki merak,
Bilgi ve kavrayışımızdaki boşluğun farkedilmesiyle başlar,
Ve o boşluğun öğrendikçe artmasıyla bir tekamül ilkesine dönüşür.
Dolayısıyla bilmek ve merakın biraraya gelmesiyle başlar en güzel şey.
Dogma ise tamamen bilmediklerimizden kaynaklanan bir bilinmezlik sultası,
Kaotik bazlı bir mit, ancak ayıp yaftasıyla sıyrılabilinecek bir gelenek,
En doğru güncel tabirle, çokca kabul edilmiş bir dezenformasyondur.
Merak bayrak yarışı gibi devam edip, insani gelişime zemin hazırlarken,
Dogma sadık koruyucuların değişemez düşünememeleri olagelir.
Yıldızlar bile rahatsız eder karanlığa alışan o gözleri…
●●●●○○○○●●●●
Sevgili dostlarım, dogma ile merakın atışmasından aldığımız dem ile,
Günümüze, hele son yaşadığımız Covid-19 hadisesindeki bilgilerin akışına,
Doğrunun ve gerçeğin sürekli değişim ivmesine, çıkarım ve varsayım kaosuna,
Üstelik en bilge sayılanların, en sarsılmaz kavramların yanılgılarına bakınca,
İnsan zihninin dogma ile nasıl ezildiğini, atıl ve hareketsiz bırakıldığını,
Ama ehilleştirilmemiş merakında zihni nasıl dogmanın tembelliğine ittiğini,
Gördük, görüyoruz, göreceğiz.
Bu yüzyıl, bilginin ve enformasyonun ulaşılabilirlik zirvesinde gezindiği,
Data toplayıcıların, tasnifçilerin, depocuların, sağlayıcıların despotizminde,
Sanki onların servis ettiği herşeyinin doğru ve gerçek olduğu kanısıyla,
Merakımıza yenilip, yeni bir tür dogmatizme köle olduğumuz bir çağ.
Eski kör bilginin yerini, data tacirlerinin ulaşılabilir sanal bilgi öğrenme ve kullanma mabetlerindeki kolay yutulur dogma alıyor.
Dostlarım unutmayın, her türlü bilgi ya da enformasyon,
Ancak içinde bulunduğu zaman dilimi ve görecenin sınırı kadar gerçektir.
Asıl hakikat ise aklın süvari, bilginin sadece rehber olarak kullanıldığı,
Kendi muhakememizin süzgecinden geçip,içinde bulunulan zamanla bağdaştırılmış,
Dar ve değişmez bir kalıba değil, evrensel bir devinime özgürleşmiş,
Sürekli olgunlaşan bir zekanın varsayımları ve çıkarımlarıdır ki;
‘’ Bu sınırlılık içinde, o sınırsızlığın algılanması’’ belki de bir ütopyadır.
Hülasa kelam, merak ile dogma her atıştığında girilen çıkmaz sokak,
Dogmanın, merakın her gittiği yola, yeni bir kostümle, kimlikle çıkıp,
Merakı kandırma becerisinden dolayı girilen bir sokaktır.
Aman dikkat dostlar, dogmanın yeni kostümü çok çekici ha…