O ”Kayıp kenti” ararken böyle bir kapı görmüş müydüm?
Düş mü yoksa gerçek miydi? Çıkaramıyorum.
Kapı bir avluya açılmıştı.
Avlunun orta yerinde koyu gölgesi olan bir dut ağacı, ağacın ardında iki katlı ahşap bir ev, evin geniş bir sofası, sofada bir sedir, sedirde de yaşlı bir kadın oturuyordu.
Beni görünce gülümsemişti.
Hemen kapının yanındaki tulumbadan su çeken kadın da, ağacın altında oynayan üç çocuk da bana gülümsemişlerdi.
Sonra kadın tulumbadan helkesini doldurmaya, çocuklar da oyunlarına devam ettiler.
Ve sonra…
Önce yaşlı kadın, sonra çocuklar ve sonra tulumbadan su çeken kadın kayboldular.
Sonra ağaç ve sonra ev.
Ve sonra kapı kapandı
——————————————————-
Adana/Kayalıbağ Mah.