Edebiyatçının küçük sırları – Doğan Hızlan

Pelin Özer’in Latife Tekin’le nehir söyleşisinden mürekkep ‘Latife Tekin Kitabı’ siz okurlar için yeni değerlendirme yolları açacak. Önce bu kitabı okuyun, sonra da yazarın eserlerini…

Pelin Özer’in ‘Latife Tekin Kitabı’ bir yazarın iç dünyasının yaratma haritasında gezinirken aynı zamanda yapıtların oluşum sürecine dair de okura anahtarlar sunuyor.

Pelin Özer, Tekin’in Bodrum, Gümüşlük’teki ‘edebiyat akademisi’ne, yaşama alanına giderek kendisiyle orada konuşuyor. Ben de bir kez gitmiştim Gümüşlük Akademisi’ne. Tekin orada edebiyatçılarla dikkate değer etkinlikler düzenliyor. Şehirlerden uzakta yaşamayı pek sevmediğim için bu tür projelere kıskanarak bakarım. Tekin’le İstanbul’dayken daha sık görüşürdüm.

Pelin Özer’in, Gümüşlük Akademisi’ne vardığındaki ilk gözlemleri şöyle: “Alacakaranlıkta uyanıp sobanın başında çalıştığını ilk gördüğümde şaşırmıştım. Aşağıda, değirmenlere bakan koltukta, küçük odada, yerde… Zamanla alıştım onun köşelerine. Ama asıl çalışma masası yatağı. Bu kitaptaki her sözcüğün üzerinden kuşkuyla geçerken, yeni sorular, yanıtlar ekleyip çıkarırken o hep yatağında oturdu. Latife Tekin’in krallığı o yatak.”

Yazının devamını okumak için tıklayın