Yazgülü Aldoğan
Atilla Dorsay, insan ömrüne 55. kitabını da sığdırdı. Bu kez son beş yılın dünya sineması filmlerini “Hayatımızı Değiştiren Filmler”de anlattı.
Onun yazma hızına biz okumak için yetişemiyoruz! Ben kendisini, kendimi bildim bileli okurum. Sinema yazılarına odaklanmadan önce gezi yazılarını okuyup gitmeyi önerdiği her yere gitmiştim. Sonra yemek yazıları yazdı, o dönem de tavsiye ettiklerini yedim! Müzik de yazdı. Sonra sinema, hayatı haline geldi. Tam bir sinefil, zevklerimiz de uyuşuyor. Önce kâğıttan okuyorduk, kızdı gazetesini bıraktı, şimdi internetten, tabii her şeyden önemlisi birer belge ve arşiv değeri taşıyan kitaplarından okuyoruz.
Sinemayı salonda izlediğimiz güzel günlerde, basın gösterimlerinde karşılaşmak ve iki muhabbetin belini kırmak da keyifliydi, şimdi evlerimizde, bilgisayarların ve ekranların karşısında, aman ne keyifli, istediğin gibi yayıl, ye iç, beğenmediğin yeri atla diye kendimizi kandırarak yalnız başımıza film seyrediyoruz. Ama o bir yandan yazıyor!
Atilla Dorsay dört ay arayla 55. kitabını çıkardı. Her zamanki heyecanından biraz daha fazlası var sanki. 2015’ten 2020’ye dünya sinemasından izlediği 426 filmi anlatıyor: Hayatımızı Değiştiren Filmler! Eylülde çıkardığı bir önceki kitabı ise 2010- 2020 Türk sinemasından izlediği filmlerdi. İkisi de referans kitabı. Sinema üzerine çalışan, yapan, okuyan, seyreden herkesin ilgisini çekecek ve elinin altında bulunmasını isteyecek bilgi içeren kitaplar. Şimdi soralım bakalım son kitabı için neden bu kadar heyecanlı?
– Bu kitap sizin için niye önemli?
Sadece 55. kitabım olduğundan değil! Ama beni en heyecanlandıran kitaplarımdan biri oldu. Çünkü ele aldığım 2015- 2020 arasında gördüğümüz yabancı filmler öylesine düzeyli, öylesine kaliteli çıktı ki… Önce türlerin zenginliği. Sonra ele alınan konuların önemi, hatta yaşamsallığı. Örneğin en büyük insanlık suçu olan Yahudi soykırımı; bitmeyen ırkçılık; kadının ezilmesi; eşcinsellere baskı vb. temalar. Ve de sinemayı değiştirecek başyapıtlar: Parazit’ten Roma’ya, Birdman’den Carol’a, Joker’dan Diriliş’e, Yüzündeki Sır’dan Ay Işığı’na, Whiplash’dan âşıklar Şehri’ne, İda’dan Genç Karl Marx’a…
– Nasıl bu kadar çok ve hızlı yazabiliyorsunuz?
O kadar da hızlı değil. Unutmayın ki hepsi değil ama çoğu kitabım yazılarımın derlenmesi. Ama bunu akıllıca ve periyodik biçimde yaptığım için bunlar birleştirilince birer kaynak-kitap oluşturuyor.
– Pandemi döneminde nasıl film izlediniz? Çevrimiçi sizi tatmin etti mi?
Aslında film izlemekten çok yazdım: iki kitap birden… Film izlemeyi Dijitürk, Netflix ve arşivimden sağladım. Çevrimiçine ise rağbet etmedim: Benim janrım değil!.. Sinemaya sadece “Nasipse Adayız” için gittim. Ve tek başıma izledim!…
– Evinizde nasıl bir sinema sistemi var? Ve arşivinizde kaç film?
Hayli büyük bir ekran ve yedi bini aşkın DVD. Ki neredeyse tüm sinema tarihini içeriyor. Atilla Dorsay, izlemeye ve yazmaya devam edecek. Biz de izlediğimiz ve izlemek isteyeceğimiz filmler hakkında kaynak olarak kitaplarını okumaya. Daha önünde çok yıllar var, daha yeni rektifiye yaptırdı malum! Kitapları Remzi Kitabevi’nde…
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr