Dışarıdan izleyici olarak takip ettiğim 30. ALTINKOZA FİLM FESTİVALİ, içeriden organizasyonlarına katıldıklarım da dahil, en etkili olanlarından biriydi.Olumlu yanlarından biri, festival eğlence karnavalı hüviyetinden çıkarılmış, geniş kitleleri sinemanın düşünsel ortamına çekecek film seçkileriyle zenginleştirilmişti.İlgili-ilgisiz kişilere yemek vermek gibi festival anlayışını karnavala dönüştürecek uygulamalar yerine, uluslararası niteliği güçlendirecek film seçkilerine yönelinmesi, yıllardır eleştirilmek çekincesiyle cesaret edilemeyen bir uyguiamaydı.Film seçkilerinin kalitesini ise Nuri Bilge Ceylan’nın
KURU OTLAR ÜSTÜNDE filminin 5-6 salonda birden gösterilmesini örnekleyerek hissedebilirsiniz.
Bir festivalden beklenen şeylerden biri de geriye, o bölgede kalıcı etki bırakmasıdır. Festival sırasında yürütülen akademik çalışmalar ve bilimsel düzeyde hazırlanmış kitaplar geleceğin sinemacılarına ışık açacak düzeydeydi.
Reis Çelik’in Sinematek Adana’daki sinemotografik yorumları, Coşkun Aral’ın barış getiren savaş filmleri sohbeti ders niteliğinde ilgi ile izlendi.İlgi deyince eklenmesi gereken somut bilgilerden de bahsedilmesi gerek.
Pink sinemalarından alınan bilgiye göre bu yıl filmleri ( öğrenci ve mahalle sinemaları hariç) 30 bin kişi izlemiş. Mahalle gösterileriyle birlikte bu sayının 50 bini geçtiğini düşünebiliriz. Böylece Adana seyircisi “festival filmleri halk tarafından çok izlenmez” öngörüsünü yıkmış oldu.Bunda Türkan Şoray, Kadir İnanır, Perran Kutman gibi misafirlerin ve galalara katılan Nuri Bilge Ceylan gibi sanatçıların etkisi olduğu da açıktı.Kısacası Altın Koza ile Adana, iyi dileleklerle yeni festivaller doğru yol aldı.
Yarın da Adana’da Oda Müziği Festivali başlıyor.
Haluk Uygur Objektidinden festival karelerine linkten ulaşabilirsiniz
https://www.facebook.com/photo/?fbid=6523557421026191&set=pcb.6523557977692802