Vatan Hastanesi’nin önündeydim… Ve herşey yıkılmıştı.
Duvardan dışarı sarkan hasta yatakları,Beton yığıları arasında oynayacak yer bulamazken, beton yıkıntıları içinde oyun kurma zorunda kalan çocuklar, yıkıntıların içinden ayıkladıkları sahipsiz (!) giysileri yok parasına satarak bir tas çorba almaya çalışan karı koca tüm umutlarımı yıkmıştı.Bu sırada gördüm o portreyi… Belli ki biri kırık çimento tozlarının arasından çıkarıp, tertemiz ederek, herşeye rağmen yıkılmayan bir direğin üzerine bağlamıştı.
Herşey yıkılmıştı ama o ayaktaydı!