Hangi birini özleyeceğiz bilmem; Cüneyt Arkın’ı mı, Teoman Alpay’ı mı, Yeşilçam’ın şarkılardan doğan filmlerini mi, unutulmaz bestecileri, söz yazarlarını mı? Leyla Ekrem’e, ‘yalnız ikisinin içinde yaşayacağı bir şarkı’ sipariş ederken milyonları içine alan böylesi şarkıların yazıldığı o yılları mı?
Bir ordu kadar düşmanın içine tek başına dalıp hepsini tek tek haklayan, görüş açısında olmayan hasmını, tabancasını uygun bir açıyla yere atıp tetik düşürerek temizleyen, dokuz kurşun yese de ölmeyen milli kahramanımız Cüneyt Arkın‘ı da uğurladık. Toprağı bol olsun, gittiği yerdeki kötülere de zindan etsin orayı, alayını marizlesin. Sinemamızın Malkoçoğlu’nu, Tarkan’ını, hatta Dünyayı Kurtaran Adam’ını hiç unutmayacağız ama onu sadece metrelerce yükseklikteki Bizans burçlarından atlarken görmedik beyaz perdede. Jilet gibi bir takım içerisinde, ıslak saçları arkaya doğru taralı hayli nahif bir roman yazarı rolündeki “Aşk Mabudesi” filmiyle de hatırlayalım biraz…
60’ların sonları; tutan şarkılara filmlerin çekildiği, Yeşilçam’ın yemyeşil olduğu yıllar. Ekrem, sonradan ünlü bir şarkıcı olacak fıstıkçı kızın yoksul evinde ya da kendi ifadesiyle ‘Sevdiği kızın masum yuvasında heyecanların en güzelini yudum yudum tadarken’ buluşmuştur Leyla ile. Gelişigüzel söylenmiş bir söze, aşkın o ilk başlangıç evresinin sarhoşluğunda olmayacak anlamlar yüklendiği zamanlarda, Leyla’sını bulmuş Mecnun gibidir Ekrem (Cüneyt Arkın). Eşyanın flulaştığı, aynı dakikaları paylaşan iki insanın dışında her şeyin anlamsızlaştığı o bulutsu anlarda Leyla (Türkan Şoray), tedariği güç bir sipariş verir yakışıklı yazarımıza: “Yalnız ikimiz için yazılmış bir şarkının içinde yaşamak istiyorum.” Fakat bir anda yerine getirilmesi hayli zor olan bu siparişe hazırlıklıdır Ekrem, Leyla’nın emekli müzik öğretmeni babasından kalan piyanonun başına geçip patlatır dörtlükleri:
“Dışarda bir yaz yağmuru,
Yaş sokaklar sensiz bensiz,
Akşam olmuş ılık rüzgâr,
Loş ışıklar sensiz bensiz
Ses vermiyor çalgıları,
Tavernalar sensiz bensiz,
Masamızda yabancılar,
Hatıralar sensiz bensiz
Bitsin artık bu hikâye,
Kader çeksin kapımızı,
Kapanmışız kalbimize,
Sen bensiz, ben sensiz
Bir masalmış geçen yıllar,
Kaç yaprak var elimizde,
Aşk bir rüyaymış uyandık,
Adı kaldı dilimizde.”
https://t24.com.tr/yazarlar/omer-sercan/icinde-yalniz-ikimizin-yasayacagi-bir-sarki-yaz-ekrem,35977