İnternet korsan kitap cenneti – Cem Erciyes

Cem Erciyes

Korsan kitap hâlâ tam olarak bitmiş değil. Fakat esas felaket şimdi başka bir yerde, internet ortamında kendini gösteriyor. İnternet, korsan PDF’ler ve sesli kitaplarla dolu. Ve korkarım bu yeni nesil dijital korsanlara karşı henüz etkili bir mücadele başlamış değil.

“Ak kitap kara korsan içindir” diye başlık atmıştık, bundan neredeyse 30 yıl önce Dünya Kitap dergisinde yaptığımız korsan yayıncılık dosyasına. Bu ay 30. yılını kutlayan Dünya Kitap dergisinin eski sayılarını karıştırırken gördüm. 90’larda korsan yayıncılık büyük bir sorundu. Yayıncıların bin bir zahmetle hazırladıkları kitapların çok satması bile gerekmez, biraz ilgi gören her şey korsan tezgahlarına düşerdi. Ülkenin her yerindeki kitapçı ve kırtasiyecilerde bulabilirdiniz korsan kitapları. Bu kitaplar sokak tezgâhları aracılığıyla büyük kentlerin dört bir yanına dağılır, hatta pervasızca bütün gazetelerin ve yayıncıların bulunduğu Cağaloğlu’nda, Bab-ı Ali yokuşunun üstünde bile kendine yer bulabilirdi… Yayıncılığın yavaş yavaş endüstrileşme emareleri gösterdiği, kitap okuma oranlarının arttığı, bu işin bir dava meselesinin ötesinde ticari bir uğraş olarak da kabul gördüğü, yazarlığın ise insana hem şöhret hem de iyi bir hayat kazandırabileceğini herkesin fark ettiği zamanlardı. Fakat yazarın da yayıncının da ekmeğine ortak olan bu korsan belası, sektöre ciddi zarar veriyordu. Yayıncıların daha güçlü bir yapı kurup daha çok kitap basmasının, yazarlığın yetenekli insanların tüm zamanının vererek daha çok ve nitelikli işler çıkartmalarının önündeki en büyük engel korsan yayıncılık olmuştu. Korsan kitap yayınlayanlara karşı yasalar yeterince güçlü değildi ve daha fenası konu kitap olunca bu yasaları uygulayanlar isteksizleşiyordu. Hayır kitabı sevmediklerinden değil. Tam tersine, kitap basıp sattıkları için birilerini kovuşturmak, yargılamak kendilerine garip geldiğinden… Çünkü telif hakları kavramı o zaman Türkiye’de tam anlaşılan bir şey değildi.

Zamanla değişti. Ama bugün ne yazık ki hâlâ çok daha iyi durumda değiliz. 90’lardaki durumu anlattım, çünkü o zorlu dönem başta Türkiye Yayıncılar Birliği olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının yayıncı ve yazarların çabası, devletin de bu işin ciddiyetini fark etmesi sayesinde sona erdi. Yayıncılar Birliği avukatları uzun bir süre Türkiye’nin dört bir yanında korsan kitap basanlara ve satanlara göz açtırmadı. Bugün de hâlâ bu konuda çalışıyorlar. Korsan kitap çok çok azaldı, korsanlar o eski pervasızlığı bıraktılar, ama gizli gizli kitap basmayı sürdürüyorlar. Bugün de ne yazık ki yaz aylarında tatil beldelerinde, dört mevsim ise İstanbul’un herkesçe malum korsan yatağı olmuş pasajlarında korsan kitaplar çıkıyor karşımıza. Fakat esas felaket şimdi başka bir yerde, internet ortamında kendini gösteriyor. İnternet korsan PDF’ler ve sesli kitaplarla dolu. Ve korkarım bu yeni nesil dijital korsanlara karşı henüz etkili bir mücadele başlamış değil.

Mücadele düşük tempolu, çünkü Türkiyeli yayıncılar ve yazarlar işin ciddiyetinin farkına yeni yeni varıyorlar. Bugüne kadar kitap endüstrisinin ana damarını basılı kitap ve kitapçı dükkanlarında gerçekleşen satış oluşturduğu için, internet üstünden yayılan dijital formatları kimse fazla önemsemiyordu. Ancak son yıllarda sesli kitap alanında bir atılımın yaşanması, okurların bir kısmının ‘dinleme’ alışkanlığı kazanmasına neden oldu. Bir yandan da pandemi sürecinde evine kapananlar hiç olmadığı kadar bilgisayar ekranı ve dijital formatlarla haşır neşir hale geldiler. Ve böylece internet üstündeki yasa dışı PDF’ler ile YouTube kayıtları daha fazla dikkat çeker hale geldi.

Yazının devamını okumak için tıklayın