25 KURUŞLUK MUTLULUK
———————————————————-
Her akşamüstü evimizin sokağındaki köşeye tablasını getirip koyardı.
Lüks lambasını yakar tezgahını aydınlatırdı.
Tablada üstü cam kapaklı büyükçe bir tepsi,
tepside altın gibi ışıldayan dilimlenmiş şam tatlısı…
Harçlık verdiklerinde ya da annemden para kopardığımda tablanın başına dikilirdim.
“25 kuruşluk şam tatlısı verir misiniz?”
Kısa boylu, tombulca tatlıcı cam kapağı kaldırır, malasıyla bir dilim tatlıyı küçük bir kağıda koyar, gülümseyerek bana uzatırdı.
Ve ilk ısırık.
Çiğnemeden önce, gözlerimi kapar öylece dururdum.
İsterdim ki o mükemmel tat vücudumun en uzak noktasına kadar gitsin.
İrmiğin böylesine güzel bir tatlıya dönüşmesi her yediğimde beni şaşırtırdı.
Ve her aldığım 25 kuruşluk tatli beni öylesine mutlu ederdi ki.
Hemen bitmesin diye küçük küçük ısırırdım.
Hele üstündeki yarım yer fıstığı…
Yüzümde mutluluk gülümsemesi, keyifle çiğnerdim.
Sade, gösterişsiz bir tatlı.
Sade, gösterişsiz mutluluktu bizimki.
Tatlıcı anılarda kaldı.
Evimiz yıkıldı.
25 kuruşluk şam tatlısını büyük keyifle yiyen Aydın karşımda duruyor.
———————————————————-
Adana / Kayalıbağ Mah.