Kibir ve Gururun Pençesinde Küçük Dünya – Emre Toğrul

İnsanlık kültürünün ezelden en büyük hedeflerinden biri,

Karmaşık insan doğasını anlamak denen güç sorunu çözmektir.

Artık sürdürmekte olduğumuz daha yalnız yaşamlar nedeniyle,

Pek azımız, insan doğası hakkında yeterli bilgiye sahipken,

Teknoloji ve iletişim sayesinde kendimizi herşeyden haberdar sanıyor,

Aslında yetersiz temas nedeniyle, insan doğasına gittikçe yabancılaşıyoruz.

Pek çok insan anlaşılamadığından, değerinin takdir edilemediğinden,

Hatta yanlış anlaşılıp, davranışının yorumlanamadığından yakınır da,

İnsan doğası hakkında bilgi edinmenin sadece hekim ya da psikologların değil,

Yaşayan, ömür sürüp etkileşen her insanın görevi olduğunu atlar.

Örneğin günümüz dünyasında, içine çekilmeye çalışıldığımız kibir ve gurur çıkmazının,

İnsani doğamıza sinsice enjekte edilmesini safça atladığımız gibi.

Biribirlerini daha iyi anlayan, empati dolu yakın ilişkiler sürdüren insanların,

Biribirlerini düş kırıklığına uğratıp, aldatmadan ve aldanmadan yaşamaları,

Çarpıtmalardan, hile ve ikiyüzlülükten, yalandan arındırılmış ömürler sürmesi,

İnsan doğası denen bu karmaşık mayın tarlasında bir ütopya gibi görünürken,

Kibir ve gururun her yönden beslendiği günümüz dünyasında, artık imkansızlaşmıştır.

Çocuklukta ve gelişimde, oynanan sanal oyunlarda, eğitim ve öğretimde dahi,

Güç ve üstünlük kurma stratejileriyle yönlendirilen bireylerin,

Sosyal etkileşimin en geçerli alanı sosyal medyada, ekranda, mesajda,

Sürekli olarak başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğü sorusuyla,

Dünyaya nasıl bir izlenim verdiğiyle meşgul gerçeklik duygusu yitmişlerin,

Kibir ve gurur paslaşmasından gayri verkaç şansı kalmamaktadır.

Üstelik bu sıkışmışlık içinde ve aslında kısıtlanmış gizli özgürlük kapanında,

Sahte alçak gönüllü, bol gıptalı, patolojik hayranlık kisveli bir kibir,

Hırsla toplumsal beğeni arayan, içten içe çürüten bir gururla,

Bireyleri özden koparıp, değeriz görünüş sıradanlığına itmektedir.

Ortada üretilen, yaratılan, paylaşılan birşey yok aslında;

Evrensel yükümlülüklerini unutan, toplumsal rolüne yabancılaşmış,

Salt sürekli beslenen kibir ve gurur pohpohlamasından alan,

Etkin, enerjik, güncel ve biteviye askerleriyiz yeni düzenin.

Kibir ve gurur insanlık tarihinde hiç bu kadar geniş alan bulmamıştı…

∞Ω∞

Dünya üzerinde yaşadığımız son yirmi yılda geçirdiğimiz aşamalar,

İnsanlık tarihinin geri kalanına bakıldığında bile erişilemeyecek düzeyde.

Ancak her alanda yaratılan kişisel kibir ve gurur mikrodünyaları sayesinde,

Öz insanlığımız, geri kalan tarihe bakıldığında hiç bu kadar alçalmamıştı.

Güç, üstünlük ve ayrıcalık hedefli, sürekli zafer ve beğeni beklentili yaşamlar,

İnsan doğasının en bağımlılık yapan kalıbı, kibir ve gurura hizmetle,

Değiştirilip törpülenmesi, yontulup sadeleştirilmesi zor insanlar üretmekte.

Eskinin iyimser, sabırlı ve yardımsever insan doğasındaki gerçek alçak gönüllülük,

Günümüzde sahte bir kıyafet olarak kibirlinin üzerinde eğreti bir örtü.

Gerçek insan doğasının özündeki iyileştirici duygulanım ve kavrayışı örten bu örtüyle,

Öyle bir sahteciliğe ve yansıtmaya gitmektedir ki insan hayatı,

Doymak bilmez kibir ve gururun manuplasyonundaki yeni insan tipinin,

En başarıyla yaptığı günlük iş sorumluluk olmaksızın eleştirmek ve suçlamak.

Bir yandan hedefini diğer insanları değeri üzerine yoğunlaştıran,

Bu keskin, aşırı ve yıkıcı eleştirel tavırlı karşı çıkma kargaşası içindeyken,

Öte yanda tükenmek bilmeyen beğeni ve sırt sıvazlama isteği ikilemi,

Yeni yüzyılın insan doğasını anlatabileceğimiz en basit tarif.

∞Ω∞

Güçlü hırslar ve azim olmasaydı, deha ve yetenek olmasaydı,

İnsanoğlunun büyük başarı ve yetkinliği olmayacağı masalı vardır dostlar.

Oysa insanın yarattığı, bulduğu ve oluşturduğu herşey, her olağanüstülük,

Toplumda yarattığı bağlamıyla, uyaranıyla karşılık ve değer bulabilir.

Bu ifade bile kibir ve gururun nasıl büyük bir boş küme olduğunu anlatır.

Zamanımızın toplumsal atmosferinde, gençlerin yetişme arenasında,

Erişkinlerin yarış benzeri mücadelesinde ve uzun yaşam kaygısı içerisinde

Belli ölçüde de olsa kibirden tamamen uzak yaşamlar artık çok gerçekçi değil.

Ancak bugünün dünyasında çok geçerli olan ve herkesin herkesi istemli olarak,

Tahammüden ve dayanılmaz motivasyonla kandırmaya çalıştığı durum,

Yani kibir ve gururun ihtiyaca dönüştüğü karmaşa,

Kişilik ve dış görünümünü hayalindeki gibi yada kendi sınırları ötesinde gösterme ,

Ne yazık ki insan doğasının yeni ve hızla yükselen eğilimidir.

Büyülü ve çok gerekli birçok güce sahipmiş gibi parçası olmaya çalıştığımız uygarlık,

Ne zaman insanı olamayacağı kadar yücelebileceği hissiyle kandırsa,

Onu kibir ve gururun şaklabanı gibi bambaşka bir tezahürde yaşatsa,

Asıl yaratıcı ve doğa toptan yada tek tek evrensel değerlerin içine indirgemiştir hepsini.

Mağrur muzafferi hep kendi saadetinin yıktığı gibi…