Çarşambanın şiddetli dolu ve yağmuru ertesi,
Sabahın ilk ışıkları daha apaçık etmeden herşeyi,
Balkonumdan, güzel Atatürk parkına bakıyorum.
Louis Armstrong muhteşem sesiyle bize katılıyor,
‘’ What a wonderful world’’, hakikaten de öyle…
Londra’daki büyük oğlum Emir yeni uykuda,
Adaşım, minik oğlum Emre pirelerle muhabbette.
Bir uyumayan ben, bir de Utah’taki bacım Hande.
‘Siz’ diyor, doktorlar; hangi işte daha başarılısınız?
Akut hastalıkların tedavisinde mi, kroniklerin mi?
‘ Gerçekten insanlar iyileşebiliyor mu Emre?’,
Allah diyorum; şimdi bittik, belli ki günlerdir zihninde.
Rahmetli annem çok güzel tarif ederdi bunun takmasını;
‘’ Yine cinini dikti seninki, aman oğlum uzatma.
E mail, sanal ortam, telefon, görüntülü arama ,
İllaki konuşulacak ve karara bağlanacak mevzu;
Diyorum ki; Handoş’cuğum iyileşme dediğin,
Ne hastanın beklediği, ne tıbbın tariflediği,
Ne de doktorun vadettiği iyileşme değildir olan.
Yani hasta, hastalık ve doktorun aynı yerde buluşması,
İnsanın yeni durumuna adapte, modifiye olmasıdır.
Akut yani aniden oluşanı tedavi tabii ki daha kolay.
Kronik yani durağan hastalıklar asıl sorun.
Savunmamızı kırıp, doku ve organlarımızı esir alıp,
Bizi yavaş yavaş kemiren hastalıklar asıl sorun.
∞Ω∞
Sülalem hayvanlarla konuşan, bitkiyle bakışan,
Portakal çiçeğine, börtü böceğe aşıklarla dolu.
Hande’de bu ritüelden zehirlenen biri,
Doğanın ve insanın iç güçlerine sonsuz inanan,
Ve tüm iyileşmeyi kendi bedeninde arayan biri.
Bana hastalıklardan insan iyileşebiliyor mu derken,
Aslında sormak istediği şifa ve afiyetin gelişinin,
Ne kadarı bize ne kadarı bizim dışımıza ait.
Modern batı tıbbı ile geleneksel doğu tıbbının
Birleştiği yada birleşemediği nokta da bu zaten.
Kanıta dayalı modern tıbbın, yıllar süren deneyleri,
Hipotezlerden teze ve yönteme dönüşmüş yöntemleri,
İnsanın ve doğanın özündeki usareleri, sağıltımı bulup,
Onları modern hastanelerde hastaya sunmak bir yanda;
Geleneğe ve aktarılmış tecrübeye dayalı bilginin,
Deneme yanılma ile kullanılagele gele inanılan olmuş,
Yine aynı doğa ve insan özünü kullanarak iyileştiren,
Ama bilimsel kanıtsız, ama yayınsız iyileşme diğer yanda.
Kızkardeşim bana şunu soruyor, siz kronik hastalıkları,
Hakikaten iyileştirebiliyor musunuz derken?
İnsan kendini hasta hissediyorsa, normal hissetmiyorsa,
Onun iyileşmesi için sadece kendi öz çabası yeterli mi?
Yada sadece dışarıdan gelen modern yardımla olur mu?
Yani bana iyileşmenin yedi katlı yolunu soruyor…
∞Ω∞
Akut sağlıksızlıkla ilgili, insanların sorunu yok artık.
Bir derin kesi, kalp krizi, ani bir inme, kırık için,
Modern tıbbın yöntemleri ve kurumları artık önde.
İnsanlar birçok ilacın, önlemin ve cerrahi yöntemin,
Kendilerini tekrar sağlığa kavuşturacağından emin.
Asıl sorun kronik sağlıksızlık, durağan hastalıklar.
Öncelikle hastanın ayırdedemediği anlayamadığı,
Modern tıbbın yeterince hastayı ikna edemediği,
Geleneksel tıbbın abartıyla yöntemini ifade ettiği,
Kronik hastalıklar ve belki ömrü kaplayan süreç.
Sağlığımıza zarar veren kronik nedenleri düzeltmek için,
Yeterince özgüvene, öz değere ve geniş bakış açısına sahip değiliz,
Kronik durumda sağlığımız için umutsuzca çareler arıyoruz.
İnsanların zaaflarını, cehaletini, tembelliğini ve algı eksiğini,
Kar elde etmek için bir fırsat olarak görenlerin kurbanı oluyoruz
Bir ömür, sürekli sağlıklı bedene ve zihne sahip olabilmenin,
Ruhu sürekli doygun ve terbiyeli bir ruh edebilmenin başlıca yolu
Kronik sağlıksızlığı savuşturabilme pratiğinden geçiyor.
Bu dünyanın yeni düzeni içindeki kaotik süreçte,
İyileştirici olan ve iyileştiremeye yarayanlar kadar,
İyileşene yani hasta olana büyük bir sorumluluk düşüyor.
Bizzat kendi bedeni, zihni ve kendi yaşamı açısından.
Teslim olmadan, sorgulayarak ama mutlaka anlayıp,
Kendisine yanlış algılatılan ve doğru olmayanları dışlayıp,
Bizzat kendi içsel savunma mekanizma ve desteğini diri,
Doğanın yardımını aktif tutarak yaşamak sorumluluğu.
Modern tıbbın tedavi ağırlıklı iyileştirmesinden çok,
Geleneksel tıbbın koruyuculuğuna gereksinimi olduğuna,
Geleneksel tıbbın bazı hurafe ve kandırmacalarından çok,
Kanıtlanmış bilimsel yolakların iyileştiriciliğine inanarak.
Hande ile sohbete böyle başlıyoruz,
Daha uzun süre bu konuda konuşacağımız kesin,
Hayat uyku için kısa, kronik hastalık içinse çok kısa…