LANIAKEA SONSUZ CENNET – Emre Toğrul

Emre Toğrul

Yine kızkardeşimin bir geceyarısı paylaşımıyla geçirdim haftayı.

Öyle bir fotoğraf paylaştı ki, insanın hayalleri yetmiyor varsaymaya.

Laniakea’nın muhteşem simülasyon fotoğrafı.

Adını Lani ( cennet) ve Akea’dan ( sınırları belirlenemeyen, sonsuz) alan,

İçine bulunduğumuz, neredeyse dörtyüz milyar yıldızlı samanyoluna,

Ve onun gibi birçoğunu içeren yüzbin galaksiye ev sahipliği yapan,

Bir galaktik süperküme, Laniakea.

Üstelik gökbilimcilere göre, bu gökadalardan oluşan süperküme tek değil,

Ona benzer Hercules ve Sharpley gibi adlı farklı süperkümeler de tanımlamışlar.

Hani o süperkümeleri düşününce, bizim samanyolu, güneş sistemi,

Özellikle de dünyamız, galaksinin sonsuzluğu içinde görünmez nokta gibi.

Resme bakınca, beşyüz milyon ışık yılı çaplı bu süperkümenin, Laniakea’nın,

Aynı, beynimizdeki sinir ağı ve nöron yapısına benzediğini görüyorsun.

Kızkardeşim Hande, ‘’bu resme her bakışımda,

Yaşama, en basit ve gerekli ihtiyaçlarla devam etme öğütü alıyorum’’ der.

Laniakea ile ilgili bilimsel makale yazan, yada yorum yapan herkes,

Dünyanın aslında ‘’sonsuz cennet’’ olarak adlandırılan büyük bir yapının içinde,

Bir nöron hücresinden farksız olduğu kanaatine ulaşmış.

İroni o ki, insanın sinir sisteminin mikroskobik görüntüsünün buna tıpatıp benzerliği,

Acaba dedirtiyor; ‘’ o sonsuz cennet, zaten bizim beynimizin içinde mevcut mu?

İyi pazarlar sevgili dostlar, buradan buyurun bugün de…

●●●●○○○○●●●●

Aslında var olan şeylerin, neden ve nasıl var olduklarını araştıran,

Yine, aslında var olan şeyler ve onlara benzetilerek üretilen türetilen şeylerin,

Biribirleriyle etkileşimlerini ve sonuçlarını inceleyen bilim denen zihin çıktısı,

Var olan, bu en büyük yapının keşfiyle enteresan bir sonuca ulaşmış.

Alimlerin ‘’Laniakea, Sonsuz Cennet’’ diye adlandırdıkları bu galaktik süperkümenin,

Bilgisayar haritasının yada fotoğrafının çıkarılması sırasında kullanılan,

Gözlemlenebilen uzaydaki madde dağılım, ışık yayma ve hareket yöntemleri,

Öyle bir veriler bütünü ortaya koymuş ki, asıl ilgimi çeken de o.

Laniakea içindeki tüm gökadaların, süperkümenin içindeki bir çekiciye,

Etraftaki herşeyi kendine çeken bir bölgeye doğru hareket ettiği görülüyor.

Gökbilimde ‘’Büyük Çekici’’ olarak adlandırılan bu büyük çekimsel kuvvet,

Sanki bir yamaç boyunca akan bir suyun toplandığı son nokta misali,

Yada zihin ve bedenin tüm faaliyetlerini muhakeme eden insanın içi gibi,

En merkezde, herşeyi bir arada tutan, var olan en büyük hakikat olarak,

Çekimsel kuvvetin merkeze gittikçe arttığı bir vadi olarak ifade ediliyor.

Sevgili kızkardeşim, hergün baktığımız gökyüzünde küçük bir parçası görülen,

Aklımızın sınırlarını zorlayan o ihtişamlı derin evrenin fotografisine bakıp,

Aldığı öğüte hamd eden yaşam anladığını ifade ettiğinde,

Aslında bilim insanlarının büyük çekimi tarifindeki bağlantısal bütünlüğe ithafen,

‘’ Parçası olduğumuz sonsuz cennetin’’ içimizdeki simülasyonuna işaret ediyor.

Buyurun işte, Ramazanda bir karantina pazarı, buradan buyurun…

●●●●○○○○●●●●

Sevgili dostlar,

Üstünde var olduğumuz bu bedenlerin ve bizi sürükleyen akıllarımızın,

Tevazuyla arınıp, samimiyet ve içtenlikle sadeleşmesi için,

Zaman zaman günlük yaşam dertlerinden uzaklaşıp düşünceye dalması gerekir.

Bunun için en güzel ve etkin düşünsel havuz ise,

Bu koskoca evrenin gelmiş, şu an geçen ve gelecek varoluş hikayesidir.

Bilim insanlarının ‘’ sonsuz cennet’’ olarak adlandırdığı Laniakea ve onun resminin,

Evrenin, tüm insanların, ve bizzat insanın kendisinin,

Çok özenle dizayn edilmiş bir bağlantısal bütünlük içinde olduğunu gösteren,

Oldukça verimli bir beyin jimnastiği olduğunu düşünüyorum.

Tüm evrenin bir enerji olduğunu,

Ve her noktasının diğeriyle bağlantısal bir bütünlük içinde olduğunu,

Bilimin ifadesiyle, enerjinin de maddeyi yaratan asıl unsur olarak,

Yaşam denen süre içinde ‘’Büyük Çekici’’ye doğru yönlendiğini kavrayabilen için,

Yaşam ne kadar zorluk içerebilir ki?

Hep maddenin esaslığında, sağ kalma mücadelesi içinde tırmaladığımız ömrü,

Birde enerjinin bütünselliğinde, bağlantısında ve sadeliğinde tadabilsek,

Önce kendimizi sindirip insan edebileceğimiz kesin.

Bugün de buradan buyurun dostlar, akıl zihin sizden, kıvılcım benden…