Meltem Koyunoğlu Suyun Hercai Işıltıları, Kudret Sönmez

Suyun rengi/şekli yoktur diye biliriz de… Hayatın her rengini içebilen saydamlığını görmez miyiz hiç? Esrik değişimlerin dalgalı ya da durağan desenlerini çiziktiren o hercai sıvının, dışımızdaki veya içimizdeki tablosunu izlemeden yaşayabilen var mıdır aramızda?

Suyun akışkanlığına uzanıp da… Kimyamızı daldırdığımızda dokusuna, ruhumuza yediğimiz resimsel vurgunu mutlulukla kucaklamaz mıyız hiç?

1973 yılında Van’da, dört kardeşin en küçüğü olarak dünyamıza gelmiş Meltem Koyunoğlu… Öğretmen bir baba ve okuyucu bir anneye sahip olunca, kitaplar diyarında buluvermiş kendisini. Okumayı, en çok da klasik değer taşıyan eserlerin sayfaları arasında kaybolmayı sevmiş.

Lise öğrenimini tamamlayana kadar memleketinde yaşamış… 1993 yılında evlenip Adana’ya yerleşmiş. Yanı sıra, üniversite eğitimi almaya başlamış. Aynı süreçte, çok sevdiği ağabeyini zamansız yitirince, üniversite hayatını yarıda bırakmış.

“Hayatın en önemli gerçeğini kavrayınca, yaşamımdaki bütün sıralamalarım değişti…” diyor Meltem Koyunoğlu. Ve sözlerine şöyle devam ediyor; “İnsanın, bu hayatta sevdiği ve mutlu olduğu işlerle uğraşması gerektiğine karar verdim.”

BİTİMSİZ BAŞLANGIÇLAR

1995 yılında gerçekleşmiş resim sanatıyla ilk buluşması. Sabancı Kültür Sitesi’nde, Ressam Mustafa Dulda’nın yönetimindeki atölyede 3 yıl boyunca ders almış. Bu süreçte katıldığı karma sergiler aracılığıyla da, yaptığı resimleri sanatseverlerle paylaşma imkânı bulmuş. 1998 yılında doğan oğlu Çınar, hayatının seyrini değiştirmiş. Sanatsal çalışmalarına ara verip evladına yöneltmiş bütün ilgisini, tutkusunu, enerjisini.

Yıllar sonra, oğlu belli bir erişkinliğe varınca, bir daha dönmüş üniversite hayatına… Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü’nde yüksek öğrenimine devam etmiş.

SANATLA YENİDEN…
Bu arada, pratik anlamda ara verse de, düşünsel olarak asla kopmadığı sanatı yeniden almış hayatına ressamımız… Önce, hüsn-ü hat (kaligrafi/güzel el yazısı) kurslarına katılıp başarıyla tamamlamış eğitimini.

Daha çocuk denecek yaşlarda ilgi duymaya başladığı ebru sanatıyla yakından tanışıklığı, yine bu kurs dönemine rastlamış… Ama bu tanışıklık, bir selamlaşmadan öteye geçip hayat tarzına dönüşmüş. Okumuş, araştırmış, incelemiş ve ebru sanatının derinliğinde yatan değerlere ulaşabilmek için yoğun çaba harcamış.

“Hayatım boyunca, araştırıp okuyarak öğrenmeyi düstur edindim. Bu nedenle, ebru sanatının aslını ve özünü öğrenebilmek için uğraşmaya başladım. Ebrunun, su üstünde sadece boya yüzdürmek olmadığını anladım. Ve bu konuda edindiğim birikimleri kaleme alıp, çeşitli yayın organlarındaki yazılarım aracılığıyla okurlarıma ulaştırdım. ” sözleriyle, şu an sanat hayatının ana parçası olarak gördüğü ebruyla olan bağlarını dile getiriyor Meltem Koyunoğlu.

EBRU SANATÇISI UNVANI
Kişisel/karma sergiler, çalıştaylar, bilgilerini paylaştığı kurslar ve sosyal yardım amaçlı etkinlikler hayatında önemli yer tutuyor Koyunoğlu’nun… Çalışmalarının bazıları özel koleksiyonlarda bulunuyor. Kültür Bakanlığı’nca kendisine verilen Ebru Sanatçısı unvanıysa ayrı bir yer kaplıyor yüreğinde. Ve düşüncelerini, duygularını şu cümleyle bağlıyor sonuca:

“İnsanın doğasında var olan güzele olan merakının, kişiyi mutlak amacına ulaştıracağına inanarak sanat çalışmalarıma devam ediyorum.”

Eğer insan, yüreğini salıverip de sulara… Denizin göklerden düşürdüğü maviye sınırsız renkler sürebiliyorsa… Sanatın dokusunu özgünce örebiliyor o vakit… Hem de kopuksuz düğümlerle.