Bir Köprünün Düşündürdükleri…Köprüler birleştirir mi ayırır mı insanları, kıtaları, karaları? Nereden baktığınıza bağlı. Dün, bir haftadır doyasıya yaşadığım torun günlerinin sonunda, havaalanı yolunda köprüden geçerken aklımdan geçti bu sorular.Köprüler, mimari anlamda iki yakayı birleştiren yapıları ifade etseler de, halk dilinde kelimenin ikinci anlamı da yaygın şekilde kullanılmakta: Köprü kurmak, gönül köprüsü… Hasret türkülerinde sıkça geçen bu garip sözcük, bizim dilimizde “kavuşmanın ve birleştirmenin” simgesidir. Köprü bağlar aslında, ayırmaz. Hep olumludur.Şimdi köprüyü geçerken aklımda ayrılık olsa da, özlem başlamış olsa da, yine bu köprüden geçip kuzularıma tekrar kavuşacağım, bu köprü şimdi ayırsa da, tekrar birleştirecek.Köprülerin birleştiriciliğini, gönüller arasında köprü kurmanın önemini, insanlar ne kadar farklı olsa da gönül köprüsü kurulunca tüm farklılıkların ortadan kalktığını aklınızda tutun hep. Yeter ki isteyelim, çünkü köprü kurmak alçakgönüllülük ister, bunun için ikna etmek, aynı fikirde olmak, kendi değer yargılarınızdan vazgeçmek gerekmez. Aslında, köprü kurmak, tıpkı sizin gibi başka birinin veya grubun da kendi insani ihtiyaçları olduğunu, kendine has zevkleri, değerleri, hedefleri ve dünya görüşü olduğunu fark etmekle başlar. Attığınız köprüleri değil, kurduğunuz gönül köprülerini düşünün, kavuşmak için geçtiklerinizi düşünün, ne kadar iyi hissettiğinizi göreceksiniz.Bundan sonra köprülere bir de benim gözümle bakar mısınız.