Canım Antakya, şehir olmaktan öte kocaman güzel yürek Antakya. İnsanların bir olduğu, din, dil, ırk ayrımının olmadığı, beni hep çağıran, gitmelere, görmelere, yaşamalara doyamadığım güzel insanlar diyarı Antakya. 6 Şubat milat oldu, yüreklerden yerine konamayacak kocaman bir parça koptu. Senin talih, refah, kaderini belirleyen şans tanrıçan Thyke seni koruyamadı.
Kıyamet günü böyle olsa gerek, binlerce insan öldü, binlerce yuva yok oldu, bir kültür, bir tarih bitti. Biz yaşıyoruz ama yaşadığımızdan utanır haldeyiz. Benim can dostlarım var orada, şifa dağıtmaya çalıştığım onlarca, yüzlerce yürek var orada. İçim yanıyor, isyan ediyorum, kadere değil, yaşanan coğrafyanın kötü talihine, kötü yönetimlere yanıyorum. Önlenebilir binlerce ölümün çaresizliği ile yanıyor içim. Sevdiklerinin cesetlerini buldukları için teselli olan güzel insanlara yanıyorum. Ama biliyorum ki aramızda iyilik kol geziyor, yurdum insanı yönetenlere inat yüzyılların Anadolu toprağından fışkıran iyi insan olma ilkesini yaşıyor, yaşatıyor. Canım vatanım diyorum, canım toprağım diyorum, kayıplarımızı örten canım toprağım. Seni sevmeye, atalarımızın yaptığı gibi bir karışını bile kaybetmemek için savaşmaya devam. Yanlış anlaşılmasın bu savaş öyle silahla topla tüfekle değil, akılla, bilimle, iyi insan olmakla kazanılacak. Belki bu milat, yeni başlangıçlara sebep olacak, kocaman güzel yürekli insanların toprağı ve kültürü yeniden doğacak, bereketi devam edecek, tıpkı küllerinden doğan Zümrüd-ü Anka gibi yeniden, daha güçlenerek doğacak.İçim yangın yeri gibi ama inanıyorum, ve bunun için elimden geleni yapmaya hazırım…