Mimarinin mutlulukla bir ilgisi var…

Fotoğraf: Alain de Botton’un “Living Architecture” projesinden Essex Home…
Çiğdem Öztabak
Çiğdem Öztabak

“Mutluluğun ne olduğunu en kusursuz ve en ustaca anlatabilen binalar inşa etmeliyiz. Hiç değilse bu kadarını, binalar dikerek yok ettiğimiz kırlara, ağaçlara ve solucanlara borçluyuz.”

Binalar bizi mutlu edebilir mi ve temelde insanlar olarak neden zevkler konusunda hem fikir olamayız?

Mimari, mutluluğumuzu arttırmamız için bize ne kadar yardımcı olabilir? Zevkler ve beğeniler tartışılabilir mi?

Bazen oturduğumuz bir evden, kaldığımız bir otelden, ayrıldığımız bir şehirden o kadar etkileniriz ki, bu mekanlara ait her ayrıntı aklımızda yer eder. Duygu durumumuzun şekillenmesine katkıda bulunurlar, bizi mutlu edebilirler ya da hüzünlendirebilirler.

Modern filozof Alain de Botton’un “Mutluluğun Mimarisi” kitabının birinci baskısı ilk olarak 2007’de yayınlanmıştı. Alain de Botton’un en eğlenceli ve farklı kitaplarından birisi. Evlerimize kapandığımız bu günlerde, yuva kavramı, evlerimizin içinde bizi mutlu eden detaylar, dışarıda bizi daha önce mutlu eden binalar, detaylar hakkında düşünmek için ideal bir zaman. Kitabı okumayanlar için; mimariyle hiç ilginiz olmasa bile, farklı bir sanat/bakış açısı temasında bir fikir sahibi olmanız için çok faydalı, eğlenceli ve ideal bir kitap. Mimariyle ilgili temel bilgileri vermek yerine mimari düşünce ve deneyimi, gözlem sistemimizin hislerimize olan etkisini aktarmaya çalışıyor bizlere.

Yazının devamını okumak için tıklayın