Müjde bizim mahallede otururdu.
Liseye gidiyordu.
Ben ortaokul sondaydım.
Okula giderken her sabah bizim evin önünden geçerdi.
Erkenden uyanır uykulu bakışlarla yolunu gözlerdim.
Sokağın başında görününce saçımı limonla yatırıp, hemen kapının önüne çıkardım.
Atkuyruğu saçını sağa sola savurarak önümden geçerken gözgöze gelmeye çalışırdım.
Ama hiçbir zaman gözgöze gelemedik.
Göğsüne yasladığı kitaplarını kollarıyla sarmış, önümden öylece geçip giderdi.
Öyle edalı bir yürüyüşü vardı ki.
Başım dönerdi.
Hatta bir kaç kez kapının önüne yığılıp kaldım.
Nenem “bu oğlana pekmez yedirin” dedi.
Ona aşıktım ama onun haberi yoktu.
Akrostiş bir şiir yazdım.
Ama veremedim.
Bir gün, bizim mahallenin kahvehanesinde çaycılık yapan, Recep abiyle elele yürürken gördüm.
İçimde fırtınalar koptu.
Yıllarca kebap yemesem, şalgam içmesem bu kadar üzülmezdim.
Hayallerim, aşkım 8 şiddetinde bir depremle yıkılıp gitti.
Aydın Sihay
Kayalıbağ Mah. / Adana