1985 yılının yaz aylarıydı. Sefa ile birlikte, Çavuşoğlu Oteli’nin hemen yanındaki Uslu İşhanı’nın asma katında küçük bir dükkan bulup, Çizik Grafik isminde bir grafik stüdyosu açmıştık.
Bizim dükkanın olduğu pasaj muhteşem ötesiydi!
O kadar güzel tipler vardı ki.
Mesleğimizde, Alinur Abi’den sonraki ikinci ustamız olan klişeci Hugas Usta’dan başlarsak… Çaycı Ali ve Ahmet Abi kardeşler… Berber Hasan… İtalyan Musa… Yaz kış, alt üst her zaman beyaz giyinen Sadık… Akdeniz Plak Kadir Abi… Bizden sonra hemen yanımıza açılan ve pavyonlara sanatçı ayarlayan (adını şimdi hatırlayamadığım) bir reklam(!) şirketi… Ve daha birkaç harika tip daha… O pasajda geçen yaklaşık iki yılı yazmak istiyorum, yüreğimin ve zamanımın geniş olduğu ilk fırsatta. Umarım ve de dilerim o fırsatı bulabilirim.
Sevgili dedem Cumhur o yıllarda Adana’da çalışıyordu. DSİ’de mühendisti. Akşamları mesai sonrası yanımıza gelir, bizle birlikte takılırdı.
Bazen bizim grafik işlerine yardım eder, bazen boş bir masaya oturur sergi ya da dergi için karikatür çizer, bazen de öylece oturup işimizin bitmesini beklerdi. İşimiz bitince soluğu o zamanın efsane semti Sular’da alırdık. Şadırvan, Aşiyan, Gümüş At, Hakan, Takıl, Hasır… Sabit bir yerimiz yoktu. Kafamıza göre dolanırdık… Mekanımız her seferinde değişirdi.
Cumhur dedem, bizim Çizik Grafik’te bir şeyler çiziktirdiği gecelerden birinde çizmişti benim bu resmimi. Aydınger kâğıt üzerine rapido kalem ile…
Aynı şekilde Türkmen’i ve Sefa’yı da çizmişti.
Dün gece bulmuş bu çizimi, paylaştı… Acccaaaayip mutlu oldum!
80’li yıllardaki harika günlerimiz geçti gözlerimin önünden… Hani derler ya “Bir film şeridi” gibi diye… Tam da öyle!..
Bu çizimin orijinali bende diye hatırlıyorum ama… Kim bilir nerede?.. Kütüphaneyi, arşivi filan bi’ altüst etsem çıkar mutlaka.
Teşekkürler Cumhur dedem