‘Önce Demokrasi Girişimi’ adı altında bir araya gelen CHP’li ve HDP’li milletvekili, yazar, aydın ve sanatçılar, darbe girişimini lanetlerken tüm önlemlerin ‘hukuk devleti’ ekseninde alınmasını istedi.
‘Önce Demokrasi Girişmi’ tarafından hazırlanan bildiri şöyle:
Darbe girişimini lanetliyoruz; Anayasa kurumlarını hukuk devletinin gereklerine saygıya çağırıyoruz…
1) Askeri darbe girişimini açık ve kesin bir dille lanetliyoruz.
2) Darbe girişimi nedeniyle yaşamını yitirenleri saygı ile anarken, yakınlarının derin acısını paylaşıyoruz.
3) Türkiye’de bundan böyle askeri darbe girişiminin yapılamaması için gerekli önlemler acilen alınmalıdır. Anayasa’nın 98’inci maddesi uyarınca hemen bir ARAŞTIRMA KOMİSYONU kurulmalı, etkili bir araştırma sonucunda ulaşılan sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Görevde ihmalde bulunanlar istifa etmeli, sorumluluk mekanizmaları çalıştırılmalıdır.
4) Alınacak tüm önlemler, HUKUK DEVLETİ eksenine dayanmalıdır.
5) Darbe girişiminin engellenmesi ardından yaptırım mekanizması, Anayasa’nın ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin amir hükümlerine saygı gözetilerek işletilmelidir.
6) Arama, yakalama ve gözaltı işlemleri, bu çerçevede yürütülmeli; soruşturma aşamasında haklarında suç isnadında bulunulan kişilere, MASUMİYET KARİNESİNE aykırı şekilde “suçlu” gibi muamele edilmemelidir.
7) Tutuklama, yargı kararı ile gerçekleşen istisnai bir işlemdir. Adalet Bakanı, yargı organlarını etkilemekten kaçınmalıdır.
8) İşkence, kötü ve aşağılayıcı muamele, “İNSANLIK SUÇU” dur. Darbe girişimini izleyen gün basına yansıyan fotoğraflar, Anayasa’yı askıya almaya çalıştıkları iddia edilen kişilere Anayasa’nın 17’nci maddesine aykırı muamele edildiğini göstermiştir.
9) Adil yargılama gereklerine titizlikle uyulmalıdır.
10) Askeri hiyerarşik yapı gereği, darbe girişimine karışan askerlere kolektif işlem yapılmamalı; özelikle düşük rütbeli askerlere yönelik soruşturmalarda Anayasa’nın “KANUNSUZ EMİR” başlıklı md. 137/son’da işaret edilen istisnalar dikkate alınmalıdır.
11) İnsan hakları hukuku gereği, “ÖLÜM CEZASI” geri getirilemez; getirilse dahi geçmişe dönük olarak uygulanamaz.
12) Kitleler, sürekli şiddeti tahrik edici şekilde sokağa çağrılmamalı; kaba güç kullanımını özendirici nefret söyleminden kaçınılmalıdır. Sokakta suç işlenmesine izin verilmemeli. Suça karışanlar hakkında derhal ETKİLİ SORUŞTURMA başlatılmalı, hızlı, bağımsız ve etkili bir soruşturma sonucuna tespit edilen suçlulara karşı caydırıcı cezalar verilmelidir.
13) Türkiye’nin uluslararası toplum önündeki HUKUK VE DEMOKRASİ sınavında başarılı olmasının ilk şartı, yasama, yürütme ve yargı organlarının, Anayasa’ya ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile hukukun genel ilkelerine saygı konusunda görüş birliğinde olmasıdır.
14) Anayasa’ya eylemli şekilde aykırı hareket edenler, Anayasal düzene karşı kalkışmalara zemin hazırlamaktadırlar: ANAYASA’YI ASKIYA ALMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI ANAYASA’YA AYKIRI TEDBİRLERİN UYGULANMASI ÇELİŞKİDİR. ANAYASA YÜRÜRLÜKTEDİR! SUÇLA MÜCADELE, İNSAN HAKLARINA DAYANAN, DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİNE UYGUN ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR! Bu nedenle, darbeye karşı tavır ve eylemler, dini politikaya alet etmeyi meşru ve haklı kılamaz.
15) SONUÇ OLARAK; darbeye ve darbeci yaklaşıma kesinlikle karşı olduğumuzu yinelerken; darbe girişimi bahane edilerek sivil ve seçilmiş makamların da darbe hukuku uygulamasına, Anayasa’nın ve özellikle İNSAN HAKLARI alanındaki bağlayıcı uluslararası yükümlülüklerimizin askıya alınmasına da karşı olduğumuzu,
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”