Bugün doğal olarak herkes seçim sonuçlarını konuşacak. Yer gök seçim olacak.
Gündeme kahve molası vermek isteyenler için bugünkü köşenin seçimi ise bambaşka bir diyar, bambaşka bir ferahlık: Tabii ki sanat!
Türkiye’deki sanat camiasının çok iyi bildiği, eserleri ünlü koleksiyonerlerimizin duvarlarını süsleyen İspanyol ressam Salustiano’yla kısa bir röportaj yaptım.
Şimdi o röportaja buyurun…
MANEVİYET VARSA GÜZELLİK DE OLUR
■ Eserlerindeki yüzleri seçerken kriterin hangisi: Modellerin yüzünün güzel olması mı yoksa yüz ifadelerindeki anlam mı?
– Benim için bir yüzle ilgili en önemli şey; yansıttığı ruhsal, manevi güç. İçinde yeterince maneviyat varsa, mutlaka güzellik olacaktır.
■ Şimdiye kadar seni en çok etkileyen yüz hangisiydi?
– Bu yanıtta objektif olamam. Oğlum Horacio’nun yüzü.
■ Çocuk ve yetişkin model arasında nasıl farklılıklar oluyor? Hangisiyle çalışmak senin için daha ilham verici?
– Yetişkinlerin fotoğrafla doğal olmayan bir ilişkisi var. Biz tercih edilmenin getirdiği bir tavırla, “en iyi yüzümüzle” poz veriyoruz. Bu da bana uymuyor. Çocuklar ise daha spontane poz veriyor. Onlar için bu bir oyun gibi. Elbette yetişkin model profesyonelse o zaman sorun yok.
NEDEN HEP KIRMIZI?
■ Tablolarında figür kadar arka plandaki renk de dikkat çekiyor. En çok kırmızıyı kullanıyorsun. Neden kırmızı?
– İspanyolcada kırmızı renk “colorado” olarak adlandırılır. Color ve colorado, Latince “coloratus”un (renklendirmek, renk vermek) köküyle aynı köke sahip. Bu nedenle kırmızı, rengin kendisini de temsil eder. Ayrıca kırmızının büyük bir sembolik gücü var. Hepimiz onu yoğun duygularla, güçle, kanla ve tutkularla ilişkilendiririz. İbranice’de kırmızıyı adlandıran kelime, aynı zamanda toprak elementi olan kan anlamına gelir.
Ve bu isim (“Adam”) ilk insan olan Adem’e verilmiş.
Bu nedenle bu renk zamanın başlangıcı, yaşam taşıyan kan, yaşamın başlangıcı ve ilk kanın dökülmesiyle yakından bağlantılı.
Benim için kırmızı ise aşkınlığın bir metaforu…