Bildiğin Gibi Değil / Vuslat Saraçoğlu
“Bildiğin Gibi Değil”i İstanbul Film Festivali’nde izleme fırsatı bulmuştum.
Adana’da yarışan filmlerde görünce şaşırdım çünkü ikinci kez başka festivalde yarışma şansı bulmuştu.
Babalarının ani ölümüyle, memleketleri Tokat’a giden üç kardeşin hikâyesi var bu fimde. Bu hikâye bizi geçmişimize götürüyor. Filmin Tokat’ta çekilmesi sevindirici fakat keşke Tokat’ı filmde biraz daha gezebilseydik.
Vuslat Saraçoğlu filmlerinin değişmez oyuncusu Serdar Orçin’in sahici oyunculuğu yine aklımda kaldı. İyi bir dram, hayata farklı bakmamızı sağlar. İnsanların acıya olan eğilimlerini de işin içine kattığımız zaman “Bildiğin Gibi Değil” daha anlamlı hale geliyor.
Döngü / Erkan Tahhuşoğlu
Hayatın anlamı sorgulamak önemlidir çünkü hayat bizi gerçeğe çağırıyor, bu fimde. Psikolojik gerilim unsurlarını içinde barındıran “Döngü”, festivalin dikkat çeken filmlerindendi.
Sevim, Ayten’in evine senelerdir gündeliğe giden bir kadındır. Sevim’in çevresindeki olaylar şaşırtıcı mı şaşırtıcı. Sınıfsal çelişkilerin yoğun yaşandığını görüyoruz. Onca haksızlığın, yoksulluğun yaşandığı bu dünyada “içimizdeki vicdanın” ortaya çıkmasına yardımcı oluyor, Döngü.
Hakkı / Hikmet Kerem Özcan
Başrolünü Bülent Emin Yarar’ın üstlendiği “Hakkı” festivalde ilgi gördü. Film; Ege’de dünya tarih mirası statüsündeki antik kentlerden birinin bulunduğu kasabada, ailesiyle kendi halinde bir yaşam süren Hakkı’nın, evinin bahçesinde tarihi bir eser bulmasıyla değişen hayatını anlatıyor. Bu filmi izlerken, Bergama Müzesi keşke Berlin’de değil de Bergama’da olsaydı diyorsunuz. Bülent Emin Yarar’ın oyunculuğuysa 10 üzerinden 10…
Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri / Murat Fıratoğlu
“Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri”, festivalin en iyi filmlerinden birisiydi. Siverek’te borcunu ödemek için bir domates hasadı sırasında kavurucu güneşin altında durmaksızın çalışan Eyüp’ün hikâyesini konu ediyor. Filmin başlangıcı ve bitişi seyirciyi coşturdu. Murat Fıratoğlu hem filmin yönetmeni hem de oyuncusu. Bizi kalbimizden vuran bir film yapmış. Samimi, hakiki ve de sahici bir film izlemek iyi geldi, doğrusu.
Hiçbir Şey Yerinde Değil / Burak Çevik
Burak Çevik, “Hiçbir Şey Yerinde Değil” isimli yeni filminde 70’lere damgasını vuran siyasi şiddetin simge olaylarından biri olan Bahçelievler katliamından esinleniyor. Film baştan sona neredeyse tek bir mekânda geçiyor.
Film bana bir deneysel tiyatro oyunu gibi geldi. Bu kadar önemli bir meseleyi çekmek, ciddi bir birikimi de beraberinde getiriyor. Keşke daha iyi çekilebilseydi. Eksik bir taş vardı, sanki yeterince iyi anlatılamamış bir film vardı.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sayim-cinar/altin-kozanin-ardindan-42549350
Kapak Görselindeki fotoğrafın hikayesi ve Sayım Çnar’ın Mehmet Uluğtürkan ‘nın kitabı ile ilgili makalesi
Uluslararası Altın Koza Film Festivali’ne, Adana’ya gelip meslektaşım Mehmet Uluğtürkan’la buluşmamak olmazdı. Çukurova bölgesinin ekonomi gazetesi Refleks’in yayın yönetmenliğini yapan Uluğtürkan, çok satan tarihi romanların da yazarı. Son romanı “Rüsumat”, Kurtuluş Savaşı’nda Ruslardan alınan cephaneyi İnebolu’ya taşıyan, düşman donanmasından gizlenmek için önce batırılıp sonra yüzdürülen efsane geminin hikayesi.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sayim-cinar/bir-adana-kebabi-gurmesi-42547388