Sözlüksüz ve açıklamasız okunamadığı gibi ezberleri bozan, bilinen şiiri unutmaya ve şiiri yeniden tanımlamaya kışkırtan Kınar Hanımın Denizleri, şairin kurduğu edebi bir oyunun sonucu değil, bireysel olduğu kadar toplumsal da olan bir büyük derdin ifadesidir. Tarihe ve siyasal erke karşı mağdurlar, siviller ve ötekileştirilmiş bireyler, diğer tabir edilen toplum kesimleri adına şiir alanında radikal bir isyandır.
Modern Türkçe şiirde tarihler 1959’u gösterirken şiirin hem “ağzını”, hem “ayağını” değiştiren bir kitap yayımlanır…
Tahmin etmesi zor değil elbette. Ece Ayhan’ın Açık Oturum yayınlarından çıkan Kınar Hanımın Denizleri’nden söz ediyoruz. Kınar Hanımın Denizleri, o dönemde tartışmaları bütün şiddetiyle süren İkinci Yeni dalgasının ortasına değil, önüne düşer. Modern Türkçe şiirde İkinci Yeni dalgasıyla başlayan poetika tartışmalarında ezberleri kökünden bozacak niteliğiyle dikkati çeker.
Ece Ayhan’ın ilk kitabının, yerleşik şiir anlayışıyla herhangi bir alışverişi yoktur. Geleneksel şiire de, mevcut şiir beğenilerine de düpedüz meydan okumaktadır. Öte yandan Kınar Hanımın Denizleri‘nde yer alan şiirler bilinmeyen yapıtlar değildir. Büyük çoğunluğu daha önce Pazar Postası’nda yayımlanmıştır. O nedenle aslında sürpriz olarak karşılanmamıştır. Ancak Kınar Hanımın Denizleri, her şeyden önce tek tek şiirlerde inşa edilen yeni bir poetikanın, kitap oylumunda cisimleşmesi ve sunumu olmuştur. Şairinin benimsediği şiiri ve şiir anlayışını sembolize eder.
Yazının devamını okumak için tıklayın