Bazen, anılanlarla ananların birbirlerini tamamladığı yörelere salarız kendimizi… Bu bağlamda, gidenlerle kalanların arasında örülen “ortak değerler” köprüsünde gezinir, eksik kalmış veya hatalı yerleşmiş parçalar arar ve bu yapıya bir gıdım katkı da ben sağlayabilir miyim diye düşünebiliriz.
Bazen de, aynı köprüden geçerken, döşenmiş bilgi birikimlerini, sarf edilmiş zaman dilimlerini, bin bir emek sonucu süzülmüş yürek terlerini hisseder böylece, ortaya konmuş eserlerin toplamından dersimizi almış oluruz. Ardından da sanatçıların “güneş kadar aydınlık” gönüllerine imrenerek ayrılırız oradan.
Ve belki bir daha anlarız ki… İyi niyetli güçlerle varsıllaştırılmış bu oluşumlar görülüp bilindikçe, daha çok kazanır ananlar ve yeniden ölümsüzleşir anılanlar.
***
Sanat dostlarının sanal âlemden çıkıp, üretilenlerle birebir yüzleştikleri etkinliklerin çoğalması oldukça umut ve mutluluk veriyor bizlere… Bu doğrultuda, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu’nun 8 Ekim Perşembe günü Berna Ateşoğlu’nun anısına hazırlayıp açtığı, 10 farklı sanat disiplininden 41 sanatçının eserinin yer aldığı “Kadın; Söyleyeceklerimiz var” isimli sergi epey renklendirmeye başladı şu soluk günlerimizi. Küratörlüğünü S. Haluk Uygur’un üstlendiği etkinlik, sanatçıyı eserinde teknik ve konu açısından serbest bırakıp kendi kafasındaki “Kadın” kavramını anlatması isteğiyle biçimlendirildi. Sanatçıları kısıtlayan tek şey, eserlerini bir tabak içinde hazırlayacak olmalarıydı.
BERNA ATEŞOĞLU KİMDİR?
Dilerseniz bu sanat öyküsünü, serginin ithaf edildiği ana karakter Berna Ateşoğlu kimdir sorusuna S. Haluk Uygur’un verdiği cevapla sürdürelim:
“Tabi ki Adana’da yaşayan birçok kişi onu, sivil toplum kuruluşlarında yaptığı çabalarla, Adana’nın tanınmasına verdiği önemle, kadın ve gençlere yönelik emekleriyle tanıyor… Ancak, kendisi sanatın bir dalıyla direkt ilgili olmazsa bile, bir toplumun var olmasında sanatın rolünü hissettirecek kadar yüksek dozda sanata katkısını anlatmak ihtiyacı duyduk… 13 Kare Uluslararası Sanat Festivali, Altınkoza etkinliklerinin evrensele ulaşması, kentteki müze çalışmaları vb. konulardaki katkılarını genel kitle bilmese bile biz sanatçılar yakından hatırlıyoruz. Bu etkinliğimizi de bu nedenle ona adadık ve bundan sonra her 8 Mart’ta onun adına bir etkinlik yapmayı planlıyoruz.”
SERGİ HAKKINDA
“Başaran kadın, anne kadın, zorlukların insanı kadın, eziyet gören kadın, yöneten kadın, yaratıcı kadın gibi kadının özgürce anlatıldığı bu sergide, ‘Tabak’ kullanılması şartının getirilmesinin nedeni; Neolitik dönemin ardından kadının eve hapsedilmesinden sonra bile yaratıcılığının devam ettiğine, dünyayı etkileyecek düzeyde bir yaratım olan çanak – çömlek- tabak teknolojisinin düşünsel adımını kadının attığına dikkati çekmek içindi… Ve sergi, 41 sanatçının birbirine benzemeyen yorumlarını birleştirerek bir kadın öyküsüne dönüştü.”
DÜN, BUGÜN VE YARINLARA DAİR
“Daha önce de Altınoran Galeri’de açılan ama açılıştan hemen sonra corona pandemisi ortaya çıkınca yeterince izlenemeden kapanan bu sergiyi sezonumuzun ilk etkinliği olarak sunmakla, bir anlamda yarım kalmış bir görevi tamamlamaya çalışıyoruz. 8 Ekim’de görkemli bir tören planlamıştık ama hükümetin 1 Aralık 2020 tarihine kadar sivil toplum kuruluşlarının etkinlik yapmasına corona nedeniyle kısıtlılık getirmesi sonucu bir açılış düzenlemeden, sanat dostlarının izleyebileceği ortamı sağladık.
Bir aksilik olmazsa her 8 martta Berna Ateşoğlu anısına; mücadele eden, yaratan, başaran kadınların özgürce anlatılacağı, çeşitli sanat dallarından çok sayıda sanatçının katılacağı etkinlikler yapmaya devam etmeyi planlıyoruz.”