Elimdeki samur fırçayı boya kabına batırır fazlasını kabın kenarına sıyırır ve sonra sol elimdeki ıstakadan destek alarak tabelaya daha önce çizilmiş harfleri boyamaya başlardım.
Fırçamla kıvrımlar, yatay ve dikey hareketler yaparak yazıyı tamamlardım.
Sonra yazıya bombe ya da prizma şekli verilirdi.
Ve sonra gölgesi yapılarak tabela tamamlanırdı.
Bu mesleği yapanlara “Tabelacı” denirdi.
Nedense babam bu tanımlamadan hoşlanmazdı..
Aslında “Tabela ressamı” denmesinin daha uygun olacağını düşünürdüm.
Eski ustalar eski fırçacılar yok artık.
Her şey makineleşti.
Ruhunu yitirdi.
Başta babam olmak üzere tüm “Tabela Ressamlarını”saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Havaalanında Cessna tipi bir uçağın kanadına yazı yazarken…
Yanımda boya kabını tutan çırak Altan Ayhan ODTÜ’yü bitirdi.
Kitaplar yazıyor, seminerler veriyor, danışmanlık yapıyor. Yeni liderlerin yetişmesinde katkıda bulunuyor.