Timur Selçuk ile Sefa Ulukan’ın yaşadığı Anı

Sefa Ulukangönderdi16 saat önce

07:09

Sefa Ulukangönderdi3 saat önce

Bir yol kesişme öyküsü… Atatürk caddesindeki Adana Belediye Şehir Tiyatro Fuayesinde kişisel bir fotoğraf sergisi açmıştım, sanırım 90’li yıllar. Akşam üzerleri uğrayabiliyorum sergi salonuna, iş çıkışında. Bir akşam üstü, baktım uzun saçlı, bıyıklı bir adam geziyor sergiyi, tek tek inceliyor. Hiç rahatsız etmeden takip ettim gözlerimle, bir yerlerden tanıdık geliyor ama, çıkaramıyorum. Bekledim, zaten ikimizden başka kimse yok fuayede, bana döndü “Sizin mi ?” dedi. Bende evet der gibi başımı salladım. Gülümsedi, “Çok beğendim, özellikle şunu” diye bir portre fotoğrafımı gösterdi. Mutlu oldum. Ama asıl şok bir sonraki cümlesinde, “Kaça satarsın bunu ?” dedi. Duraksadım, birisi fotoğraf satın almak istiyor?! Hiç alışkın değilim, bir rakam söyledim hızlıca. Gülümsedi “Yok, az söylüyorsun, bir daha düşün. Akşam çıkışta alacağım bunu” dedi ve fuayeninin iç kapısını açıp salona girdi. Öylece kaldım. Kim bu ya? Dilimin ucunda, çok tanıdık ama, hatırlayamıyorum, çıldıracağım. İçeriden piyano sesi gelmeye başladı, kapıyı aralayıp salona girdim. Sahnede piyano ile prova yapıyor, akşam konserine hazırlık, benden güçlü bir jeton sesi kesin duyulmuştur: Timur Selçuk!, tabii ki. Ayrılamadım salondan, önce provasını sonra da muhteşem bir konser izledim o gece. Konser sonrası fuayede sergiyi gezenler oluyor onlarla sohbet ediyorum. Baktım geliyor, üstünü değiştirmiş, yüzünde o güzel gülümsemesi ile. Yanıma geldi “Düşündün mü? “ dedi. “Evet” dedim “Sizin duvarınızda olması benim için yeterli bedeldir” dedim. Küçük bir kahkaha attı, elini omzuma koydu. “Olmaz öyle şey. Bu çok güzel bir fotoğraf ve almak istiyorum, ama şimdi almam lazım, İstanbula döneceğim akşam, serginden eksilecek kusura bakma“ dedi. Fotoğrafı çerçevesi ile kaldırdım sergiden ve verdim kendisine. Cebinden kapalı bir zarf çıkarttı bana uzattı, “Bunu kabul et, emin ol çok daha fazlası eder, gözüne sağlık. Benim uçağa yetişmem lazım. “ dedi, elimi sıkıca sıktı ve gitti. Öylece kaldım, açamadım bile zarfı. Eve döndüğümde açtım, benim söylediğimin çok üstünde bir bedel, neredeyse tüm sergi masrafım çıkmıştı. Sanattan anlayan, değer veren, destek olan aydın bir insan ile kısacık bir temasım böyle oldu. Bugün kaybını duyduğumda yüreğim acıdı, “bir güzel değeri daha yitirdi bu ülke” dedim kendi kendime. Anısı önünde saygı ile eğiliyorum, huzur içinde uyusun.

6 Kasım 2020

Sefa Ulukan