Figgis ile ilgili yazılan yazılarda resimlerin hep (konu anlamında) korkunç olduğunu okudum ama ben Figgis’in resimlerini ilk gördüğümde dümdüz eğlenceli buldum resimleri. Kafanı çeviremeyeceğin, bir daha bakmak isteyeceğin kadar canlı, renkli, hacimli ve komik… Bu hacimli, kendi içinde yeni bir dünya yaratmış gibi duran resimleri yapma sürecini Geneive Figgis, “boya malzemeleriyle bir zar atıyor gibiyim,” diye anlatıyor. Zarı atıyor ve sizi tanıdığınızı sandığınız ama aslında bilmediğiniz yepyeni bir dünyaya götürüyor.
İnsanın kendi sesine sahip olması, ne istediğini bilmesi çok önemli. Kim olduğunu, ne istediğini, bu dünyaya ne katabileceğini bildiğinde (ve daha da önemlisi, ona inandığında) öyle ya da böyle gerisi geliyor. Evet, dar alanlara, dar görüşlü eğitim sistemlerine hapsedilmiş bizim gibi sıradan insanlar için bazen cevaplanması zor sorular bunlar; ama cevaplamaya cesaret ettiğinde, testi geçtin mi önüne koca koca bambaşka dünyalar açılıveriyor. (En azından öyle olduğunu okuyoruz! Değil mi?!)
Genieve Figgis, İrlandalı, genç yaşta evlenip çoluk çocuk sahibi olmuş bir kadın. Aslında çocukken bile sanatçı olduğunu biliyormuş. Hep yaratıcılığını gösterebileceği dersleri sevmiş; resimden tut tiyatroya, mühendislik derslerine kadar. Kendi kıyafetlerini dikmiş, kullandığı çantaları eliyle yapmış, resimler yapmış. Ailesi moda tasarımcısı olacağını düşünürken gidip evlenmiş genç yaşta. Küçük çocuklarının ev ödevleri, Cadılar Bayramı kostümleri Genieve’in kendini kendine hatırlattığı küçük kaçamak alanları olmuş.
30 yaşına geldiğinde artık kendisine sıra gelmiş. Bir sanat okuluna başlayan Figgis, Dublin’deki küçük atölyesinde üretim yapmaya başlamış. İrlanda’daki (keza dünyanın belirli sanat merkezlerindeki) sanat galerileriyle ahım şahım bir ilişkisi olmayan bu kendi halindeki İrlandalı sanatçı, resimlerini daha çok kişi görebilsin diye Twitter’a koymuş. Kader ağlarını sosyal medyada örmüş ve ABD’li sansasyonel ve piyasada sözü geçen sanatçılardan Richard Prince, Twitter’daki resimleri görüp Figgis’e ulaşmış. Sonra gelsin New York sanat piyasasının övgüleri, New York sergileri, kitaplar ve geçtiğimiz sene tek resmini (Birth of Venus) Phillips müzayede evinde 270.000 sterline satmalar… Sadece geçen sene Sotheby’s, Phillips müzayede evlerinden sanatçının yaptığı toplam satış, Art Price raporuna göre 671,000 sterlin. Öyle evde otuyoruz işte, ne yapalım, deyip geçmeyin!
Yazının devamını okumak için tıklayın