Mesut Kara/ Evrensel
İkinci dünya savaşı sonrası büyük güçler konumuna gelen ABD ve SSCB’nin gelişimi ve bloklaşmasıyla (NATO ve VARŞOVA) oluşan iki kutuplu dünyanın soğuk savaş yıllarında, bağımsızlığını kazanan devletlerle bu iki blokun dışında kalan ülkelerin “üçüncü dünya”yı oluşturduğu kabul gördü. Hindistan ve Pakistan 1947’de, Endonezya, 1949’da bağımsız oldu ve üçüncü dünya ülkeleri içinde yerlerini aldı. Onları Afrika’daki Fas, Tunus, Gana, gibi sömürgelerin bağımsızlaşması izledi.
Afrika’daki bu sürecin başlamasından kısa bir süre önce 1955’te toplanan “Bandung Konferansı” Doğu ve Batı bloklarının dışında “Bağlantısızlar” adıyla yeni bir gruplaşmanın öncülüğünü yaptı. 1955 yılı nisan ayında Endonezya’nın Bandung kentinde düzenlenen, Endonezya, Burma, Sri Lanka, Hindistan ve Pakistan’ın organizasyonunu üstlendiği ve 29 devletin katılımıyla gerçekleşen konferansın amacı Afrika ve Asya ülkeleri arasındaki ekonomik ve kültürel iş birliğini artırmak ve bütün emperyalist devletlerin sömürgeci politikalarına karşı çıkmaktı. Konferans, üçüncü dünya ülkelerinin emperyalist ülkelerle olan bağımlılık ilişkilerinin zayıflatılması için birtakım projeler ortaya koydu.
Bütün bu gelişmeler süreç içinde “Üçüncü Sinema”nın da yolunu açtı. Toplumların ilgilendiren temel problemler üzerine eğilen. Üçüncü Sinema, 1960’larda,1970’lerde hak eşitsizliğine başkaldırının, kültürel ve toplumsal “uyanışın”, görünür olmanın, sorunları kitlelere aktarmanın sineması olarak gelişti.
Üçüncü Sinema’ya geçmeden önce bizim kuşak sosyalistlerin, sola yakın insanların iyi bildiği, solda bölünmelere yol açan Mao Zedung’un geliştirdiği (Savunucularınca dünyada ABD emperyalizmiyle yakınlaşmaya, ülkelerde sınıf iş birliğine kadar götürülen) “Üç Dünya Teorisi”nden de söz etmek gerekir…
Bu teoriye göre; 1. Dünya, emperyalist ABD ile sosyal-emperyalist SSCB’den oluşur. (Rekabet halindeki iki süper güç olan ABD ve SSCB) Çin’e göre SSCB “sosyal emperyalist” süper güçtü ve ABD emperyalizminden tehlikeliydi çünkü ABD emperyalizmi gerilemişti. SSCB tehlikesine karşı ABD ile ittifaka girilebilirdi.
2. dünya da onların tahakkümündeki Avrupa ülkeleri, Kanada, Japonya, Avustralya gibi ülkelerden oluşur. 3. dünya ise Çin Halk Cumhuriyeti’nin de dahil olduğu bağlantısız ülkelerdir.
Arnavutluk’un, Enver Hoca’nın teoriyi kabullenmeyip Çin’i revizyonist ilan etmesinin ardından teorinin dünyadaki savunucuları Çin’e, Mao’ya bağlı “Mao’cularla” sınırlı kaldı.
Türkiye’de de dönemin “resmi Maocularından” Doğu Perinçek ve partisi dışında savunanı olmadı. Dönemin sosyalist yapılanmalarından, Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği, TKP(ML) gibi gruplar ise üç dünya teorisini modern revizyonist, karşıdevrimci bir sapma olarak tanımlayıp reddettiler ve Maoizm saflarından da koparak doğru bir çizgide yer aldılar.
https://www.evrensel.net/yazi/89612/uc-dunya-ve-ucuncu-sinema-1