Türkiye Almanya Kültür Forumu ve Yaşar Kemal Vakfı ile aralarında Heinrich Böll Vakfı, Allianz Kültür Vakfı ve Livaneli Vakfı’nın da bulunduğu sekiz kurumun desteği ile düzenledikleri Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu, 6-7 Mayıs tarihlerinde Köln’de WDR Funkhaus Wallrafplatz salonunda yapılacak. Kültür ve Medya’dan sorumlu Federal Devlet Bakanı Claudia Roth’un himayesinde düzenlenen etkinlikte açılış konuşmasını Federal Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir yapacak.
Almanya’nın en büyük kamu yayıncılık kuruluşu WDR’in medya ortağı olduğu etkinlikte, Türkiye ve Batı Avrupa’dan toplam 31 uzman konuşmacı 7 oturumda Yaşar Kemal’in edebi ve ebedi mirası üzerine sunumlar yapacak.
EN KAPSAMLI BELGESEL
Aralarında Fransa Kültür eski Bakanı Jack Lang, Zülfü Livaneli, Zehra İpşiroğlu, Zeynep Oral, Buket Uzuner, Levent Yılmaz, Aslı Erdoğan’ın yanı sıra Marc Semo, Lucien Leitess, Norbert Mecklenburg, Max Lucks, Helga Bohne gibi Alman ve Fransız şahsiyetlerin bulunduğu konuşmacılar, Yaşar Kemal’in eserlerini/edebiyatını, “Toplumsal Vicdan”, “Gazetecilik”, “Doğa vizyonu”, “Çukurova ve İstanbul sahilleri”, “İlhamlar, izler ve yeni vizyonlar” başlıkları altında değerlendirecek.
Yedi yıl önce aramızdan ayrılan büyük yazar Yaşar Kemal hakkında yapılmış en kapsamlı belgesel film sayılan “Ülkesinin Ozanı ve Tarihçisi”nin gösteriminin yanı sıra uluslararası sempozyum son gün Zülfü Livaneli müziğiyle tamamlanacak.
Doğayı konuşturan usta Zeynep Oral
Doğayı konuşturan usta… Coğrafyayı anlatıcı kılan yazar… Havayı, ovayı, dağı, bahçeyi, çiçeği, börtü böceği dillendiren; o dili alıp kanatlandıran uçuran, o dili alıp bin bir imgeyle, renkle, kokuyla, dokuya, ışıkla, tutkuyla donatan; o dili yeniden yeniden coşturan… Hem her zaman kendi; hem de her zaman toplumun vicdanı olan… Hem Marksist hem de düşlerin, efsanelerin, destanların anlatıcısı… Kim olabilir ki? Bildiniz! Yaşar Kemal, elbet!
Şimdi durup dururken nereden çıktı Yaşar Kemal demeyin. Yaşar Kemal’in tüm kitaplarını okumuş olabilirsiniz… Onun aracılığıyla içinizdeki memleket sevgisini, doğa ve insan sevgisini, haksızlığa karşı direnci, hakkaniyet duygusunu, edebiyat tutkusunu geliştirmiş, çoğaltmış, yüceltmiş olabilirsiniz… Bütün bunları içinize çoktan sindirmiş olabilirsiniz… Ama yine de onu her okuyuşta yeni keşiflerde bulunmaktan geri kalmazsınız… İşte bana da böyle oldu.
KÖLN’DE YAŞAR KEMAL’İ ANMAK
6 ve 7 Mayıs’ta Köln’de düzenlenecek Yaşar Kemal Sempozyumu’na katılacağım için son zamanlarda yeniden onun kitapları arasında dolaştım.
“Yaşar Kemal’in Anlatı Dünyası” başlıklı uluslararası sempozyum, Osman Okkan’ın çok geniş kapsamlı “Yaşar Kemal: Şiirsellikle Politika Arasında” isimli belgeseliyle başlayıp Zülfü Livaneli konseriyle sona erecek. “Toplumsal Vicdan”, “Gazetecilik”, “Doğa vizyonu”, “Çukurova ve İstanbul sahilleri”, “İlhamlar, izler ve yeni vizyonlar” gibi başlıklar taşıyan altı panel var.
Türkiye Almanya Kültür Forumu, Yaşar Kemal Vakfı öncülüğünde Almanya, Fransa ve Türkiye’den çeşitli kurumların katkı ve destekleriyle gerçekleşiyor. Almanya Kültür ve Medya Bakanı Claudia Roth, eski Fransa Kültür Bakanı Jack Lang, Federal Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir, yabancı parlamenterler; Aslı Erdoğan, Buket Uzuner, Feridun Andaç, Levent Yılmaz, Ragıp Duran, Zehra İpşiroğlu, Zülfü Livanelli gibi yazarların yanı sıra birçok akademisyen katılıyor. Bir oturumda moderatör, bir oturumda konuşmacı olduğum için seviniyorum.
BİR ANEKDOT
Yazar, romancı, öykücü, röportaj ustası, anlatıcı, folklorcu, ekolojist, doğabilimci, coğrafyacı, botanist, etnograf, antropolog, sosyolog, çevreci Yaşar Kemal’i, yaşadığım şu anekdotla anlatmayı seviyorum:
Çok yıllar önceydi. (1974) “Amerika Amerika” filminin yasaklanması nedeniyle Elia Kazan’ın Türkiye’ye gelmeye korktuğu, daha doğrusu incognito-gizli geldiği günlerdi. Bizim evde kalıyordu ve gelir gelmez Yaşar Kemal’le buluşmak istemişti!
Yaşar Kemal, Elia Kazan ve ben, İstanbul’da başlayıp Truva, Bergama, İzmir diye süren bir yolculuğa çıktık. (Dedim ya, yeryüzünün şanslı kullarındanım!)
Truva’da Yaşar Kemal bize Homer’i İlyada’yı anlatıyordu. Anlatmıyor yaşıyordu…
Bergama’da, ben yorgun düştüm, bir taşa tüneyip dinlenirken, Elia Kazan’la Yaşar Kemal hoplaya zıplaya her sütuna eğilerek tepelere tırmanıyordu.