Okumak için birebirdir yaz ayları. Bir serin köşede, ferah bir avluda, bir su kenarında, nerede bulursanız orada, uzun uzun okumak için. Bu listede benim yaz aylarına yaraştığını düşündüğüm kitaplar var. Romanlar, şiirler, hikâyeler… Yeni kitaplar değil, benim kendi okumalarımdan derlediğim öneriler. Dileyen kendi kitaplarını eklesin üstüne… Okuyarak geçsin bu yaz.
Büyücü – John Fowles
“Yazın ne okumalı” sorusuna verdiğim ilk yanıt hep budur: John Fowles’un Büyücü’sü. Daha önce birtakım soruşturmalarda söyledim; geleneği burada da devam ettireceğim. Bugüne dek okumadıysanız, “Büyücü”yü okuyun. Bir defa, müthiş edebiyat. İkincisi, buram buram yaz kokan bir roman. Hikâye, bir Yunan adasında sahnelenen birtakım marazi akıl oyunları üzerine. Karakterleri sevebilirsiniz, onlardan nefret de edebilirsiniz ama her halükârda Fowles’a şapka çıkarırsınız. Bir de şu: Bu kitabın sonu hakkında o bitmek bilmez tartışmaya da katılırsınız.
Komiser Haritos polisiyeleri – Petros Markaris
Polisiye her zaman okunur da yaz aylarında da daha rahat mı okunuyor acaba? Belki kısmen daha gamsız, hayata, sürprizlere daha açık olduğumuzdandır. Heybeliada’da doğup büyüyen Petros Markaris’in üç kitabını, “Che İntihar Etti”, “Alan Savunması” ve “Batık Krediler”i birkaç yaz önce bir haftada okuyup bitirmiştim. Kızını özleyip duran, arabasıyla hep kavgalı, emeklisine çeyrek kalmış Atinalı komiser Haritos’u o kadar benimsemiştim ki bir süre arabasının yan koltuğunda seyahat ediyor gibi hissetmiştim. “Polisiye seviyorsanız muhakkak okuyun” diyeceğim romanlar bunlar. Ben Can Yayınları’ndan okumuştum; şimdi Alfa basıyor. “Gece Bülteni”, “Büyük Ortak” ve “Balkan Blues” da benim bu yazki kendi okuma listemde.
Saklı Bahçeler Haritası – Nermin Yıldırım
Yaz hafif ve uçucu bir mevsim gibi gelir ama bir yandan da ağır çekim günleridir. Düşünürsün. Acele etmeden düşünürsün. Katmanlar açılır, açılır. Nermin Yıldırım’ın güzel romanı “Saklı Bahçeler Haritası” tam da böyle bir hikâyeyi barındırıyor. İnsanın içinde bir başka insan, coğrafyanın içinde bir başka coğrafya saklı… Birbiriyle kesişen ve birbirinden uzaklaşan yollar, yazgılar da cabası. Bir köşede, dünyaya ilişmeden, sakin sakin okumak için iyi bir roman “Saklı Bahçeler Haritası.”
İstiridye Üstü Girit- Byron Ayanoğlu
Kitaplığın rafında görüp tesadüfen aldıktan sonra, bu kitabı bilmiyorum kaç defa okudum. Kulakları büküle büküle sayfaları yıprandı, çantada oradan oraya taşıya taşıya cildi aşındı. Aşçı-yazar Ayanoğlu’nun Girit anıları bir günlük ve bir seyahatname gibi de okunabilir; zorlu bir deneyin tatlı hikâyesi olarak da… Ama “İstiridye Üstü Girit” hepsinden öte hayattan adabıyla haz almanın kitabı. Olayların Zorba’nın Girit’inde geçmesi bir tesadüf olabilir mi?
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi – Ayfer Tunç
Dev kadro, iç içe geçen hikâyeler, sesler, kişiler; müthiş bir uğultu… Otuz iki kısım tekmili birden bir memleket hikâyesi. Ayfer Tunç’un “Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi”ni ben soluksuz okumuştum. Kalabalık kadro başta kafa karıştırıyor ama Tunç’un çağıl çağıl akıp giden ritmine kendinizi uydurursanız, bir bakıyorsunuz ki bu kısa tarih içinde siz de yerinizi almışsınız. Bana sorarsanız bu kitap, aralıklı bir okuma değil; uzun saatler süren tam bir teslimiyet istiyor. O yüzden tatil günleri tam isabet.